kahvenizi yapıyorsunuz sade olacak ama sonra oturuyorsunuz ve açıyorsunuz kitabı. Siz okumaya başlıyorsunuz kaleminiz sizden habersiz altını çiziyor bir sürü cümlenin. Çünkü her cümlede kendinizi buluyorsunuz. Bu his mükemmel anlatılacak gibi değil. Sonra bir de bakıyorsunuz ki sayfalar arka arkaya çevrilirken sizin kahve fincanda buz olmuş. İşte böyle bir kalem Ali Ayçil kalemi. Her yazarda bunu hissedemezsiniz. yani ben hissedemiyorum. Ama böyle hissettiren yazar şair abilerim ablalarım var benim. böyle diyorum çünkü onlar benim duygularımın tercümanı oluyorlar ve bende onları ailem olarak bağrıma basıyorum.
her deneme sonrasında çizdiğim cümleler üzerinde uzun uzun düşündüm. ne kadar da ben dedim. insanın içinde bulunduğu yaralarını öyle naif yazmış ki. Genelde deneme okurken insan akıcılığı yakalayamaz. Çünkü her bir deneme kendi içinde bir konu, bir olay barındırır. kopukluk olur. bir bıraksanız elinizden kim bilir ne zaman gelir aklınıza. Ama ben hep bir sonraki denemeye geçmek için sabırsızlandım. Akıcı sizi yormayan bir eser.
bence Ali Ayçil ile karşılıklı sohbet etmek herkese iyi gelecek.
bence okuyun asla pişman olmazsınız....