Neden bunalımları çözümleyemiyoruz? Neden dost olmadan, erkek-kadın , karı-koca olmaya çabalıyoruz? Sevişmek için ilkin nikah imzası mı atılmalı? Ya da yalnız kalıp, yıllar yılı erkek-kadın özlemiyle kendi kendilerine mi boşalmalılar? Erkekler, kadın resimlerine mi bakıp heyecanlanmalılar? İlk kadını genelevde mi tanimalılar? Karı-kocalar birbirlerinin gövdelerine mal gözüyle mi bakmalı? İnsanın doğal yapısı bu davranışların tümüne aykırı. Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor. Çarpırılıyor.
Şimdi ben özgürüm. Burada özgürlük sözcüğünü yalnızca kapalı olmamak, kilitlerin ardında bulunmamak anlamında kullanıyorum. Ölümle burun buruna geldim, ama işte özgürüm.
Seni saklayacağım inan
Yazdıklarımda, çizdiklerimde,
Şarkılarımda, sözlerimde.
Sen kalacaksın kimse bilmeyecek
Ve kimseler görmiyecek seni.
Yaşayacaksın gözlerimde.
Sen göreceksin, duyacaksın
Parıldayan bir sevi sıcaklığı.
Uyuyacak, uyanacaksın.
Bakacaksın, benzemiyor
Gelen günler geçenlere,
Dalacaksın.
Bir seviyi anlamak
Bir yaşam harcamaktır.
Harcayacaksın.
Seni yaşayacağım, anlatılmaz.
Yaşayacağım gözlerimde;
Gözlerimde saklayacağım.
Bir gün, tam anlatmaya...
Bakacaksın,
Gözlerimi kapayacağım...
Anlayacaksın.
Mutluluğun gözü kördür.
Yalnızlık sağır.
Ondandır biri tökezleyerek yürür.
Öbürü uykusunda bile bağırır.
Mutluluk yalnız kendisini görür;
Unutur bu yüzden ilkin kendisini.
Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür.
Boyuna bekler dönsün diye sesini.
Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;
Borçsuzluğuyla övünür, ama kedisi doğurmaz.
Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;
Boyuna kapısına döner, açan olmaz.
Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...
Her ikisinin de saksılarında çiçek.
Biri hep başka bir renkle solar.
Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.
Işıksız bir gölgedir yalnızlık.
Arar bütünlemeye bir başka yalnızlı;
Yazık ki taa kendine dek.
İner dağından dağından.
Bulamaz bir ses, gel deyen, çağıran...
Gözlerine yönelmiş bir ışık.
Gölgesinde kendisi.
Gölgesinde ışıksızlık.
Ben bir ayna idim
Baktılar, baktım.
Gördüler, baktım.
Baktılar gördüm.
Ne düğünler, ne doğumlar.
Ne ölümler gördüm.
En çok yalanlara oldum.
Kırdılar,
Kırıldım artık.
Seni, senden de yakın, yalnız ben tanıyorum.
Sana, seni en sıcak bir ben anlatıyorum.
Kimse varamaz senin ben kadar yakınına;
Çok zamanlar kendimi sanki sen sanıyorum.
Sana seni anlatsam, anlatırım kendimi.
Sende seni ararken kendimi arıyorum.
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum.
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum.
Seni saklayacağım, seni yazıp-andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.