Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Nisa Nur
Nisa Nur
@ktpgb
Güzelleş be oğlum, şimdilik ölümüne kadar hayattasın.
Spotify :
open.spotify.com/user/xnp92yc4j8...
lise
123 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Kitap on dört ayrı hikayeden oluşuyor. Hepsinin ayrı ayrı konusu var bağlantılı değiller ancak depresif bir şekilde kaleme alınmış. Kitabın adı da yeterince etkileyici ve güzel.
Barış Bıçakçı 'nın kalemiyle tanıştığım ilk kitaptı. Öyküler biraz daha uzatılsaydı ya da daha ağır bir duyguyla yazılsaydı beni daha çok tatmin ederdi. Ayrıca yazar kendi duygularını farklı bir olayla kurgulayarak anlatmış gibi. Yaşadığı olaylarla ilgili açık vermeden duygularını anlatmak için çabalamış ve genellikle başarılı da olmuş. Aşk şarkısı dinleyip ailevi problemlere dertlenmek gibi bir his ortaya çıkmış.
Aslında "Sonsuz İkindi " öyksünde kendi eleştirisini yapmış gibi hissettim. Eğer öyle değilse de ben de yazar hakkında benzer şeyler düşünüyorum.
"Hayatında kelimelerden daha kuvvetli daha gerçek bir şey kalmamıştı. Sekiz roman yazmıştı, yeni bir romanla uğraşıyordu. Farklı bir roman olacak, olmalı, diyordu kendi kendine. Bu zamana denk hep aynı duyarlı insanların hep aynı şikayetlerini yazdım. Şimdiyse yazdıklarım yadırgansın, hatta benden ve romanlarımdan şikayet edilsin istiyorum. Ama roman istediği gibi ilerlemiyordu olay örgüsü üslup her şey çok eğertiydi."
İçerikleri güzeldi . En çok sevdiğim hikayeleri, "Bizden Sonra Çakırdikenleri", "Yüz Yirmilik Keçeli Kalem Takımı" ve "Eşeklek" oldu. Yazarın diğer kitaplarına şans vermeyi düşünüyorum. Bundan dolayı 6/10.
Her zamanki gibi okuduğum kitaplardaki hikayeler yazarla eşleşiyor mu diye düşünüp kafayı yiyorum.
Kitap karakterin işsiz kalıp iş bulma serüveniyle başlıyor olsa da iş bulduktan sonra aynı odayı paylaştığı Raif efendinin hayatını anlatıyor. "Hayatı" diyorum çünkü adamın yaşadığı aşkta Maria ile beraber bir nevi kendi psikolojilerini ortaya koyuyorlar. Bu nedenle ailenin önemli bir kavram olduğunu anlayabiliyoruz.
Raif efendi bir gün müzede dolaşırken Kürk Mantolu bir kadının fotoğrafını görür ve uzun süre bakar. Yanına kim gelirse gelsin yüzüne bile bakmaz. Ancak yanına gelen bir kadınla sürekli kesişirler.
Hikaye böyle başlıyor adam tanışmaya meraklı ama bir o kadar da fotoğrafa kitlenmiş. Maria erkeklere güvenemiyor. Kadının davranışlarının ve düşüncelerinin nedeni var ve bu nedenler içinde boğuluyor.
Açık bir anlatımı vardı bir zaman sonra kitap sizi kendine bir şekilde kitliyor zaten. Raif efendinin defterinde yazanları okumaya başladığından beri de sadece olayla kalmayıp olay örgüsünün son noktasına kadar gelmek istiyorsunuz.
Bilmiyorum bi filmi yapıldı mı yoksa biri bunu yaşadı mı ama kitabın kapağını kapattığınız an bi iç çekiş olmuyor değil.
instagram.com/p/CSv2qUWitkB/?...
"Siz devlet olarak tacizcileri engelleyemiyorsunuz, o zaman bu işi biz yaptık diyor adamlar."
Herkese merhaba, kitabın konusundan bahsedecek olursak 2012 yılında 12 cinayet işlemiş ve gerekli işaretler bırakmış bir seri katil var adı Körebe. Başkomser Nevzat ve ekibi bu seri katili bulmaya çalışıyor. Bir taraftan da Suriyeli çocukların başına gelen olaylardan bahsediyor yazar.
Türkiye'nin gündemindeki olaylar olduğu için etkisinden çıkamayacaksınız ama bir o kadar da bu olaylarla karşılaştığımız için alışmışlık hissiyle okuyacaksınız.
Başkomser Nevzat kitaplarında en sevdiğim karakter hep Ali olmuştur. Burada da haklı canım Ali :)
Kitap çok akıcı, açık ve dili sade. Bu sebeple kafanızda kolayca seneryoları canlandırabilirsiniz. Ne kadar açıksa o kadar kolay hayal edersiniz. Sanki kitap okumuyoruz da film izliyoruz havası vermiyor değil. Gerek yardımcılarının hayatları olsun çok iyi bir şekilde işlemiş yazar. Tam kitapda her şey düz gidiyor bir olay oluyor sağa sapmak zorunda kalıyorsunuz bazen sola. Bazen öyle acımasız olaylar oluyor ki olduğunuz yerde kalakalıyorsunuz. "Nasıl yapabilir!" sorusu özellikle bir ebeveynin aklını kurcalayacaktır.
Kitabı okurken Başkomser Nevzat'a sinirlendiğim olmuştur. Gerek sinirlendim gerek üzüldüğüm çünkü duygular gayet iyi yansıtılmıştı. Bu da hoştu.
Okur Takip Önerileri
Herkese merhabaa instagram.com/p/CSl0O4eC1qD/?...
Okuyamama dönemine girdiğimde elime aldığım bir kitap oldu bu nedenle bitirmem uzun sürdü. Düzenli okuyunca bitecek bir kitap öyle abartmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Oğuz Atay 'ı uzun zamandır okumak istiyordum ve ilk okuduğum kitabı Tehlikeli Oyunlar oldu. Bu
Herkese merhaba.
İnsancıklar, Dostoyevski 'nin ilk kitabı. 1846 yılında Dostoyevski 25 yaşındayken bazı borçlarını kapatmak için yazdığı bu kitap yayımlandı.
Kitapta Varvara ve Makar' ın birbirine yazdığı mektupları okuyoruz. Akıcı gibi ama değil de... Ama akıcı da. Her satırda aynı kelimeleri kullanması aşırı boğdu beni. Sayfa 70 adam 80 kere
Herkese merhaba :)
Kısaca kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Öyle ilkokuldaki gibi bir hayat dersi veren bir kitap değil bu. Tavsiyelerde bulunan, geleceğimiz için ne yaparsak o geleceğin geleceği, kaybolan bazı gelenekler ve nerelerde saygılı olmamız gerektiği ile ilgili bir çok tavsiyede bulunuyor. Normalde böyle kitaplara önyargılı yaklaşırım çünkü "nutuk" çekmekle "tavsiye vermek" arasındaki farkı anlamamış yazarlar olur. Ama Haluk Dursun gayet tavsiye vermiş. Hatta, "ben size söyledim, size kalmış" havası var.
Şundan da bahsedeyim Haluk Dursun öğrencilerle iç içe bir insan. Yine öğrenciler için gittiği yerden dönerken trafik kazasında vefat ediyor. Daha sonra kızı bazı notlar buluyor ve kitap haline getiriyor. Allah rahmet eylesin :(
Kitabın üslubu akıcı gayet sohbet havası taşıyor. Öğreneceğimiz bir çok şey var. Ayrıca sadece gençler değil kendini geliştirenler de okumalı. Adap öğretiyor. Bizim bil ediğimiz adap türünden. Benim bilmediğim ama aslında yaygın olması gereken bir sürü davranış biçimi öğrendim. Ayrıca bir öğretmenin ne tarz öğrencileri sevdiğini veya sevmediğini öğrenmiş oldum. Kısa kısa notlar olduğu için çabuk bitebilir.
Hoşçakalın
Herkese merhaba :)
"Parşömenin üstünde, "Wıll'in Ana Listesi" yazıyordu.
Altında tek bir madde...
1.Madde :Stella'yı Sonsuza Dek Sev. "
Kitapta ne kadar imkansız aşk anlatılır gibi gelse de ben karakterlerin sonsuza dek birbirlerini seveceğini düşünüyorum. Stella ve Wıll, ikisi de KF bakterisi bulaşmış ancak Wıll'ın B.
Herkese merhaba :)
Çoğu yorumlara baktığımda Ahmet Ümit'in diğer kitaplarına göre sönük kaldığı kanısındalar. Ancak ben ilk defa Ahmet Ümit okuyorum. Yorumumu ona göre değerlendirmenizi rica ederim :)
Kitap gayet sürükleyiciydi. Aşkımız Eski Bir Roman kitabında üç farklı hikaye işlenmiş. Birincisi, Aşkımız Eski Bir Roman ; ikincisi Overlokçu Kız; üçüncüsü, Sergey Nikolayeviç Jerkovski'ye Ne Oldu. Ali, Zeynep ve Başkomser Nevzat araştırmalarını devam ettirdikçe sürükleyicilik de artıyor. Sanki gündemimize, yaşantımıza güzelce laf etmiş yazar :) İyi de etmiş. Güzel ders vermiş. Bu nedenden ötürü altını çizip, alıntı yapıp durdum.
Anlatımı yalın, akıcı, kolay odaklanabilirsiniz. Kitapda işlenen cinayetlerin tek sebebi aşk ya da cinayetin bahanesi olan aşk. Haberlerden iyi biliriz :/ Bazen ters köşe olaylar oldu. Bazen bazı karakterlere hayran kaldım. Özellikle Ali tam benlik :) Pat diye söylüyor. Daha sonra araştırmalarına devam ederken, şahitler olsun, ders veren bir çok karakter vardı. Normalde bu tarz kitaplar beni kendine pek çekmez ama Ahmet Ümit 'in diğer kitaplarını okumayı düşünüyorum. Puanım 10/10
Herkese Merhaba
Kitapda ayrı ayrı hikayeler var. Hepsinden de anlamlı sonuçlar çıkartabilirsiniz. Songül Ünsal'ın ilk okuduğum kitabı. Altını çizdiğim ve katıldığım çok cümle var. İnsanlık adına çok güzel cümleleri vardı. Hızlıca bitecek bir kitap akıcı, bazen sürükleyici. Açık anlatımlı, yalın. Kesinlikle alın okuyun, okutun diyemem. Ama tatile çıktığınızda, yolculuk esnasında bitecek ve güzel gidecek bir kitap. Kafanızın karışık olduğu dönemlerde de size iyi geleceğini düşünüyorum. Puan olarak 9/10 veririm. Bazı yerler sıkıyor. Ama doğru zamanada okursanız hiç sorun olmaz. İyi okumalar
Kitabın konusu idam cezasına çarptırılmış bir mahkumun düşünceleri. Mahkumu kitapta kolayca anlayabilirsiniz. Empati kurup neler düşündüğüne şahit olabilirsiniz.
İnce bir kitap, akıcı sürükleyici. Hemen bitebilir. İnce olduğu halde kitabın altını çizdiğim o kadar yer var ki... Gerek siyasi olsun, gerek içinde bulunduğu konular olsun çok büyük alıntılar çıkartabilirsiniz; fikirlerde. Herhangi bir yazım hatasıyla karşılaşmadım. Victor Hugo 'nun ilk okuduğum kitabıydı. Eğer hiç okumadıysanız hayatını araştırıp okuyabilirsiniz. Yazarın diğer kitaplarınıda okumayı düşünüyorum.
Anlatımı açık, yalın. Üslubu size derdini anlatır gibi. Kitabı anlamak için empati kurabilmeniz lazım. Puanım 10/10.
#küçükkadınlar #littewomen #lauisamayalcott #türkiyeokuyor #türkiyeişbankasıkültüryayınları
Herkese merhaba
Bay March ülkesi için savaşa gider ve ardında dört çocuk bırakır. Eskiden zengin olan bu aile evlerinde oldukça mutlu hayat geçirmeye çalışırlar. Amy, Beth, Jo, Meg... Hepsinin birbirinden ayrı yetenekleri var. Ve bu kızların ressamı da anneleri. Kitabı okurken küçücük ve sıcacık bir ev hayal ettim. Annenin kızlarına verdiği öğütler toplumsal bir mesaj gibi. Kime aşık olunur, mantık evliliği mi aşk evliliğimi, yeteneklerimizi belirtmek için ne yapmalıyız gibi gibi bir sürü güzel yol göstermeler... Herkesin okuması gereken bir kitap. Filmini de izleminizi öneririm.
Yazarın üslubundan bahsederek eğer, akıcı, yalın gerektiğinde süslü ve bu hoş. Sürükleyici ve en önemlisi sıcacık bir yuvayı tüm içtenliği ve samimiyetiyle anlatması. Puanım 10/10. Herkesin okuması gereken bir kitap.
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
Herkese merhaba. Kitapda hastalık geçiren bir karakterimiz var. Onun psikolojisine eşlik ederek, çaresizliğine ortak olarak kitabı okuyorsunuz. Açıkçası kitap bana hitab eden bir kitap değildi. Kötü değil, kötü kitap yoktur ama size hitap etmeyen kitap vardır:) ve maalesef bana hitap etmiyordu. Kitapda da dediği gibi: "Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler."
Peyami Safa'nın okuduğum ilk kitabı. Üslübu gerçekten çok iyi her cümleyi okuyup bitirdikten sonra "bu bu şekilde de ifade edilebilirmiş." dedim. Yazarın dili çok güçlü bazı kitaplarda mekanı, ortamı vs. hayal ederken bir kopukluk olur ama bu kitap da ortamı çok iyi ayarladım ve hayalperest bir insan olarak yolculuğuma devam ettim.
Kitap bu devire göre yalın değil. Çünkü bilmediğim kelimeler var. Ya da yaşımda ötürü bilmiyorum. Akıcı ama kelimeleri anlayarak gittiğiniz için yavaş okursunuz. Sürükleyicilik ise nasıl bir dizide yan karakterler gelir de heyecanını gider ama sadece ana karakterleri görünce yüzünüz gülümser onun gibiydi. Merak gereken yerlerde yazarı anlamaya çalıştığınızda Sürükleyicilik kazanıyor 9/10 puan veriyorum.
İyi günler ya da geceler :)
İskender Pala-Kalp Kitap Yorumu 21/07/2020
Selam!
İskender Pala'nın kitabını ilk defa okuyorum ve bu serüvene Kalp adlı kitabıyla başladım. İyi ki de başlamışım. Türkçe öğretmenimin bize okuduğu bir sayfa dolayısıyla da almış bulundum.
Kitap, olan kalbinizin bile kalp olup olmadığını sorgulanıyor. Ya da asıl kalbin ne olduğunu.
Gerçekten
WİLLİAM SHAKESPEARE OTHELLO
Merhaba, bugün bir kitap yorumuyla karşınızdayım. #williamshakespeare nin okuduğum ikinci kitabı. Kıskançlık üzerine yazılmış bir kitap. Yazar karakterleri o kadar iyi anlatmış ki kötü karakterlere fazlasıyla sövüp saf karakterlere de fazlasıyla acıyorsunuz. Eğer bir karaktere karşı duygularınızı hissediyorsanız, iyi ya da kötü, yazarın karakterleri güzel anlattığını çıkarabilirsiniz.
Kitaba puanım 10/10. #sefirinkızı dizisini izleyenler bilirler. Bir sahnede bu kitap geçmişti. Önceden gördüğüm bir kitaptı tekrar görünce almak istedim.
Hayatta sizin de düşmanlarınız olduğunu unutmayın. Güvenmeniz gereken kişiye güvenecekken gidip düşmanınıza göz göre göre güvenmeyin. Othello gibi:/ Kitapda o kadar haksızlık var ki, susamayacaksınız. Hele Iago! Karaktere beddua okumadan duramadım.
Bazen kıskançlık güzel şeydir. Kıskançlığı intikama benzetebiliriz. Hayatımızdaki kötü insanlara bize yaşattıklarının aynısını anlatmaya çalışırsak bu intikam olmaz. Ama aynısını "yaşatırsak" bu intikam olur. Sevip de kıskanırsak bu aşık "olabilir" ken birinde namussuzluk görüp öldürmek kıskançlık değil "cinayet" olur. Bazı karakterlerimiz sağolsunlar buna varamamışlar :(
(Bu arada spoiler yok örneklerimi özenle seçtim :<))
Yazarın anlatımı açık, yalın ve akıcı. Karakterlere sinirlene sinirlene kitabın sonuna da ulaşacaksınız.
Bu devirde her iki cinsiyetin de ama erkeklerin daha fazla okumasını önerdiğim bir kitap. İstatistiklere bakınca kadınlar daha fazla okumuş. Kitap okudukça empati duygumuz gelişir bunu unutmayalım.
İyi günler.
KARIŞIK KİTAP YORUMU 04/07/2020.
.
.
Selam!
Herkese merhaba öncelikle kitabın konusundan bahsedeceğim. Karakterimiz Issabella melez bir kız yani karakterimizin annesi beyazi, babası siyahi. Anne ve babası boşanmıştır bu nedenle bir hafta annede bir hafta babada kalacak şekilde hayatı devam eder ancak İssabella bu durumdan pek hoşlanmaz. Her evde farklı kurallara uymak onun için zordur. Okulda ve hayatındaki ırkçı tavırlar onu üzer.
..
Kitap kesinlikle sürükleyici. Yazar tutumlu ve açık bir anlatım seçmiş. Kitabın ana fikri ve ana düşünceleri okuduktan sonra göreceksiniz tam olarak bu dünya için. Puntoları diğer kitaplara nazaran büyük bu nedenle hızlıca biter. Kapak da içeriği yansıtıyor. Yere düşen bir dondurma var biri beyaz biri siyah aslında anne ve babasının renkleri bir de kahverengi bir dondurma var O da Issabella. Düşen dondurma aile sarsıntısını da anlatıyor olabilir. 9-13+ kişilerin okuyabileceği bir kitap. 10/10 veriyorum.
.
.
Hoşça Kalın !
Selam!
Kitabın karamsar oluşu yüreğimi burktu açıkçası. İntihar kelimesinin geçmeside hoşuma gitmedi Bir erkek gerçekten böyle sevebilir sevgilisine yazdığı şiirler çok güzeldi beğendim. Ama sevgilisinin neden bu kadar seven birine gitme demediğini anlamadım Sen böyle erkeği bul da öp de başına kaldır. Şimdikiler - kız ve erkek- şiir yazmak yerine Cemal Süreyya 'nın, Ümit Yaşar' un Özdemir'in şiirlerini alıp okuyorlar, adamlar şiir yazıyor kıymetini bilmiyorsunuz. Neyse Kitapda imla sorunu yoktu. Ama bileklerini kesmek gibi intihara teşvik vardı. Bir adam neden sevgilisi değerini bilmediği için Rabb'inden onu almasını ister. Ama şiirler ve sözler dediğim gibi güzeldi. Ama intihar, karamsarlık ve hayattan bezmişlik olduğu için 7/10. Sevgilisinin dönmesi için, sevgisini anlatmak için, özlediğini söylemek için şiir yazsaydı 9/10 olurdu gerçekten
Görüşürüz
. .
.
.? #okudumbitti #read #okuyorum
#yazarveokur
#yazar
#okur
#küçükbirokur
#kitapyorumu
#ktpgb
#instagram
#book
#kitap
#ktpgb
#kitapgibi
#günaydı
#bookstagrammer
#goodmood
#fridaymood
#bookworm
#bookstagram
#Friday #hayalkırıkları #kitapyorumu #booknow #bookshop #bookcover #bookshelf #kitaptavsiyesi #dokuzyayınları #ahmetyavuz #zatenkırılmışbirkızsın #türkiyeokuyor
Puan:10/10
Selam!
Yazar kitabın başında hangi olaydan bahsettiyse sonunda destekliyordu. Mesela Çimen'in boyun ağrısı şikayeti vardı ve sonunda nedeni anlaşılıyor. Kitabın konusu şu: Çimen'in babası ona hep sinirlenince şiddet uygular. Evine hep sarhoş gelir.Çimen hep zaman yitimi yaşar. Sınava girer soruları yapıp yapmadığına emin değildir. Başka belirtiler üzerine hemşire onu bir psikoloğa götürmesini ister ancak annesi "kızın adını bir de deliye çıkarmayalım kimse almaz sonra" der ve psikolog işi yatar. Taa ki Çimen'in kardeşi Defne ile ayrı bir ev tutup Çimen'in işe girmesine kadar. Patronu hastalığını bilir bu nedenle ona karşı anlayışlıdır. Patronu neden bir psikoloğa daha önce gitmediğini sorar ve annesinin düşündüklerini bir bir anlatır. Patronu Psikolog Leyla ya gitmesini söyler. Seanslara gider ancak farklı kişilikte bir gün erkeklerle flört eden Tuğba... Bir gün küçük ve işitme engelli Elif birgün Çağla. Toplam yedi kişilikte ibarettir Çimen. Ama bununlada kalmaz ( kitabın sonunu anlatamam anlayın beni ) Leyla'nın hayatı boyunca yaşadıklarından ve kardeşine benzemesinden dolayı Çimen'e yakın hisseder. Yazarın anlatımı muhteşemdi. Çimen'in anlatmasıyla hemencecik Çimen, Leyla'nın anlatmasıyla hemen Leyla oluyorsunuz. Siz bir okuyun bence. Ama ben Çimen'in yaşadıklarından bayağı etkilendim
Puan:9/10
Yazarın anlatımı ilk başlarda akıcı değildi. Hatta "ne anlatmaya çalışıyor bu?! " dediğiniz olur. Ama ilk iki bölüm bittikten sonra kitabı anladım. Ama yine ilk bölümlerde demek istediğini tam anlamıyla anlamış değildim. Kitap bittikten sonra ilk bölümleri okudum ve anlatmak istediğini anladım. Hakkını almayalım çevirmen de iyi çevirmiş. Kitap bir hapishanede geçiyor. Aslında sonradan hapishanede geçiyor. Haarlem Çiçek Üreticileri Derneği bir yarışma açıklar. Siyah laleyi üreten kişiye 100 Bin florinlik olarak yarışmanın ödülünü belirler. Çağu lale üreticileri bu yarışmaya katılır. Van Bearle tam kahverengi laleyi üretmiş diğer lalenin siyah olacağına inanırken hapishaneye girer ve idam edilme kararı alınır. Hapishanede gardiyanın kızı Rose` aşık olur. Komşusu tarafından ihanete uğrar. .
Puan:10/10
Uzun zamandır çocuk kitapları okumuyorum. Hem eğlenceli hem de bir sürü sonuç çıkarılacak bir kitap aslında. Teknolojinin gelişmesi, insanlarda mükemmelliyetçilik, dışlanmalar vb. Her şeyi dozunda abartmadan yapılması gerektiğini ve abartılırsa her şeyin dozunun kaçtığını insanlarda huzur kalmadığını da anlatıyordu bir yerden. Hem komik bir üslupla hem de halkın huzurlu bir ortam yaratması için yapması gerekenleri anlatıyordu. Güzel bir kitaptı. Hatta aşırı hijjenden çocuklarını yıkayıp ipe asması hele
Selam!
Kitabın konusu ,Zeynep'in okula başladığı ilk gün okul karantina altına alınır. Bir süre sonra okulda cinayet işlenir ve bu şekilde olaylar gelişir.
Uzun zamandır Beyza Alkoç'un kitaplarını okumak istiyordum ve sonunda . Gerçekten güzel bir kitaptı ama kusursuz değildi. Kitap direkt olaydan başlıyor yani diğer kitaplarda olay kitabın ortalarında gerçekleşir. Anlatımı akıcıydı , kitabın içindeki bazı sözlerin bana beni hatırlattığı da oldu .
Yazarın özgün, tutarlı, akıcı bir uslubu var. Yazarın dilinin akıcı olması eski Brezilya şarkı sözü yazarı olmasından kaynaklanıyor olabilir. Kitabın konusuna gelirsek. Karakterimiz Çoban Santiago. Babası onun gibi peder olmasını ister ancak o gezgin olmak istediğini dile getirir. Koyunları nereye giderse oraya gider.
.
.
Eskiden gördüğü bir rüyayı tekrar görür. Yorum için falcıya gider.
Rüyası şöyleydir: Bir çocuk onun Mısır Piramitlerine götürüp bulacağı hazinenin yerini gösterecektir ancak tam yeri göstereceği zaman uyanır. Falcı yorum için ücret istemez ancak eğer hazine bulursan onun bir kısmını vermesini isteyip yemin ettirir. Yorum ise bir gün hazine bulacağına dairdir. Bilge kralla karşılaşır ve kendi kişisel menkınesi için çabalaması gerektiğini söyleyip rehberlik eder. Santiago Mısır'a gider ve yolculukta türlü türlü şeylerle karşılaşır hatta bir çöl kadınına aşık olur️ Yazar İslama ve diğer dinlerle ilgili bilgilere sahip ve kitapta hiçbir dine saygısızlık yok. Kitabın ana fikri ise : Evrenin dilini ve işaretleri öğrenirsen hedefine o kadar yaklaşırsın. Puan:10/10
Hoşça kalın
