Kristin yine yapacağını yapmış dedim kitabı bitirdiğimde. Kitabı bir gün içerisinde rahatlıkla okudum. Dili akıcıydı, konusu akıcıydı. İnsanı sıkmayan bir konusu vardı. Spoiler vermeden biraz bahsedeyim. Hayatının en büyük ihanetine uğrayan, terk edilen ve çok zor bir yıl geçiren Joy Candellaro, Noel yaklaşırken hep hayalini kurduğu maceraya atılmaya karar verir. Kimseye haber vermeden bir uçak bileti satın alır ve hiç tanımadığı bir şehre doğru yola çıkar. Fakat beklenmedik bir şey olur ve Joy kendini bir anda büyülü yağmur ormanlarının yakınlarında, muhteşem bir gölün kıyısında yer alan bir balıkçı kulübesinde bulur. Kulübede yaşayan küçük Bobby, yakın zamanda kaybettiği annesinin acısıyla başa çıkamamaktadır. Yalnızca hayalî arkadaşıyla konuşan küçük çocuğun babası Daniel da oğluna yardım edemediği için acı çekmektedir. Joy ikilinin hayatına tesadüfen girerek onlara yollarını bulmalarında yardımcı olur ve böylece aralarında güçlü bir bağ kurulur. Joy eski hayatını geride bırakıp bu yeni dünyanın bir parçası olmak istediğini fark eder. Fakat bu gerçek olamayacak kadar güzel atmosferde yanlış bir şeyler vardır. Joy hayallerle gerçeğin arasında bocalarken umudun peşinden gitmeyi seçer ve bir mucizeye tanıklık eder. Konu kısaca bu şekilde zaten kitabın arka kapağında da yazıyor. Joy çok tatlı bir karakterdi. Yaptığı ve aldığı kararların hepsi keskindi her hangi bir ikilemde kalmadan hareket etmesi benim çok hoşuma gitti. Kitabın sonunu maalesef söyleyemem. Ama şok olacağınız bir sona sahip. Tavsiyedir. Okuyup pişman olacağınızı sanmıyorum. Zaten kısa bir roman.