Bu sözü, kitabı okumayan biri ya internetten okudu ya da çok popüler olan bir diziden izleyerek düşüncelerine, davranışlarına kazıdı. Ancak bu söz bir diziye ithaf edilemeyecek; bir diziden de görerek beylik laflar arasına serpiştirelemeyecek kadar değerli ve içinde tarih, yaşanmışlık, siyaset ve hasımlık barındırmaktadır.
Kitap, Küçük Efendi olarak bilinen Kara Kemal’in İzmir Suikastinde dahli olmamasına rağmen hükümetin ve eski İttihatçıların -o dönemlerde hükümette yer alan- Kara Kemal’i bundan sorumlu tutmasını anlatır. Kara Kemal sonunu bilmektedir. Bilmektedir çünkü aynısını Üç Paşalar döneminde hükümet karşıtı olanlara uygulamışlardır.
Kara Kemal, bu sözü imparatorluğun Balkan Savaşlarında, 1. Dünya Savaşında yenilmiş olması, toprak kayıplarının yaşanması, hükümeti kaybetmiş olmalarından sonra bir politikacı için en büyük cezanın devletlerinin kendi ellerinde batmış olduğunu bilmesi ve kabullenmesi, bu suçun cezasının biraz tartaklanmakla savuşturulabileceğini, yüzüne vuran gölgenin suikast suçlusu olduğu iddiasından değil darağacının gölgesi olduğunu, amiyane tabirle bu durumda kimin kimi alaşağı edeceğiyle uğraşıldığını ve kurtlukta düşeni yemenin kanun olduğunu bildiği için söylemiştir.