Cumhuriyetimizin 100. yılında, cumhuriyetin ilk yıllarında, en sancılı zamanlarından İzmir suikastini konu alan Kurt Kanunu'nu okumak anlamlı geldi bana. Gerçi zamanından beri yanlış anlaşılmış bir kitaptır. Kimileri Kemal Tahir'in bu kitapta Atatürk düşmanlığı yaptığını iddia etmiştir. Rivayet odur ki yine böyle konuşulan bir ortamda kendini ifade etmeye çalışsa da anlaşılamaz, oradan çıkışta kalp krizi geçirerek vefat eder. Kimileri kadın düşmanlığı yaptığını ileri sürer. Oysa yazarın yaptığı tüm gerçekliğiyle o günkü ortamı aktarmaktır. Hatta belgesel roman kategorisinde tanımlanabilir.
Osmanlının sona ermesi, halifeliğin kaldırılması ve yeni bir devlet kurulması, milli mücadeleye destek veren kişiler arasında fikir ayrılıklarına sebep olmuştur. Kimileri bunu daha ileri götürüp Gazi Paşa'yı devre dışı bırakmak için, ona suikaste yeltenmiştir. Çok şükür ki Atatürk'e yapılan bu planlar tutmamış, işin müsebbilerinin peşine düşülmüştür. İdam ile yargılanan bu kişilerin ardına düşülmüştür.
Eski ittihatçılardan Kara Kemal'in adı bu komploya karışmıştır. "Kurtlukta düşeni yemek kanundur" diyen Kara Kemal, haksız yere mahkum edilmemek için saklanır, bir yandan yanındakiler üzerinden bize tarih, siyaset dersi verir.
Okumakta geç kaldığım kitaplardandı. Umarım yakında Devlet Ana'sını da okurum.
Kemal Tahir derim. Gerçekten de o, Osmanlı Devleti'nin kuruluşu başta olmak üzere, imparatorluğun çözülme ve yıkılma
