Şiirlerimim
Sert gövdelerde
Gömlekler parçaladığı
Yazın bir kış gibi beni üşüttüğü
Ve gecenin beşinde
Düşüncelerin beni sarstığı akşamlarda
Rabtan başka kimsen yoktu
O koyu balgamları tükürdüğüm
Ağzım kan paramparça
Ağlarda yırtıldığım
Şafağın o kadın kırmızısı mahremi
Parçalandım
Beyaz bir düşe dalmadan
Sımsıkı kuşandım
İçimi dağıt Rab
İçimi gör
Ve şimdi kuşanamıyorum bir sevgiyi
Şiirim saplantılı
Parmaklarım titrek
Ve üstüme ateş ettiler
Ölüm döşeği
Bir yaşam resitali
Ve yinede
Suskunun bu yaşam denen zulada
Ey Rab sen varsın
Böğrümü parçaladığı
Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle
daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere
Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle.
Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı.
Sonra sonsuz çalgısı sevinçsizliğin.
Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü,
parklara gidenler de
Duruma uymak kısaltıyordu günlerini
artamayan eksilmeyen bir
Artık yüzün
Yaşlı bir adamın yaşlanmaya başlamış yüzü,
Uzun süredir yolcuların inmediği
Bir hanı andırıyor gözlerin.
Kanlı, akıtan bir sevgiyle örtmüştük yeraltını,
Durgun bir sevgiyle açacağız gökyüzünü,
Senin yüzün
Bir Soyguncunun Yüzü
Artık yüzün
Yaşlı bir adamın yaşlanmaya başlamış yüzü,
Uzun süredir yolcuların inmediği
Bir hanı andıroyor gözlerin.
Kanlı, akıtan bir sevgiyle örtmüştük yeraltını,
Durgun bir sevgiyle açacağız gökyüzünü,
Çınar Ağacı
bi silgi verdi tanrı elime dalıma konan tüm kuşları silmeye başladım başka çarem kalmadı, kurak topraklarım hiç dinmeyen yağmurum
açım susuzum kolsuzum gözlerim görmüyo dudaklarım öpmüyo saçlarım dökülüyo parmaklarım titriyo ayaklarım kırık yürüyemiyorum kulaklarıma çığlık kaçtı sağırım yutkunamıyorum gitmiyo
koklayamıyorum gelmiyo nefesim var ama alamıyorum alamadığım gibi veriyorum
kocaman bi kayıbım ben hiç olmadığım kadar kayıp
hiç okunmamış bi kitap
hiç yazılmamış bi şiir
hep silinmiş bi kadınım ben
suskunum kendime küskünüm
küskünüm gözlerime küskünüm kirpiklerime
ölmekten daha ölmek...
*sonata no 14 moonlight in c sharp*