Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüseyin Furkan Işıktaş

Insanı canlı tutan bir yerden ötekine dolaşmak değil, zamanı, kendi yanına çekmek. Zamanla birlikte çalışmak, zamana karşı değil.
Sayfa 265 - Metin YayınlarıKitabı okudu
Reklam
(Thu Devleti ve A-io Devleti kendi toprakları olmayan Benbili'de savaşıyor.) "Hayır, hayır. Onların bizi ya da bizim onlara işgal etmemiz tam bir delilik olurdu. Savaşı yüksek uygarlıkların bağrına getiren bu tür barbarlıkları çoktan aştık! Güç dengesi bu tür asayiş eylemleri ile korunuyor. Ancak, resmi olarak savaştayız. "
Sayfa 236Kitabı okudu
Yeterince, hatta kıtı kıtına yetecek kadar yiyecek olduğu zaman paylaşmak kolaydı. Ya olmadığı zaman? O zaman güç devreye giriyordu; güçlü olan haklı oluyordu; güç, onun aygıtı şiddet ve en büyük müttefiki görmezden gelen göz.
Sayfa 221Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama insan zaten meydan okumaktan hoşlanır, zor durumlarda özgürlüğü arar.
Sayfa 213Kitabı okudu
"Yaratıcı ruh, araçlarını hoyratça kullanılır, onları yorar, atar, yeni modelini alınır..."
Sayfa 164 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Anarşizmlerinin çok ileri bir uygarlığın, karmaşık, çeşitlilik içeren bir kültürün, denge bir ekonominin ve yüksek üretim hızı ile malların çabuk aktarımını sağlayabilecek son derece endüstrileşmiş bir teknolojinin ürünü olduğunu biliyorlardı."
Sayfa 88 - MetisKitabı okudu
"Hiç kimse için hiçbir şey yapamayacağımızı...anlıyor musunuz... Birbirimizi kurtaramayız. Kendimizi de."
Sayfa 61 - MetisKitabı okudu
Etrafını bu kadar iyi tanıyan, karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heyecanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına imkân var mıydı? Böyle bir adam, önünde bütün küçüklüğü ile çırpınan birine karşı taş gibi durmaktan başka ne yapabilirdi? Bütün teessürlerimiz, inkisarlarımız, hiddetlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır. Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür?
Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
İnsanları, kendi cinslerinden biri üzerinde kudret ve salahiyetlerini denemek kadar tatlı sarhoş eden ne vardır? Hele bunu yapmak fırsatı, birtakım ince hesaplar dolayısıyla, ancak muayyen bazı kimseler karşı kendini gösterirse.
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız; onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç âlemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz. Bu âlemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların manen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer tecessüsü ile, bu meçhul âlemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur.
Reklam
Selif alimlerine göre akıl; ister araz olarak isimlendirilirsin ister sıfat, insanlarda bulunan manevi bir olgudur. Allah onu insan için var etmiştir. Akıl; kendisine verilen güçlerle görevini ifa etmektedir. Yaratılmış bir şey olarak aklın gücü sınırlıdır. Akıl; evrenin sırlarını, insan organlarını kavrayabildiği kadarıyla idrak etmektedir. Nitekim insan organlarının kavrama kabiliyeti sınırlıdır. Mutlak güç ve mutlak kavrama Allah'ın sıfatlarından olup yaratılmış olan aklın sıfatlarından değildir.
Sayfa 137Kitabı okudu
41 öğeden 31 ile 41 arasındakiler gösteriliyor.