Bir kadınla bir erkek birbirlerine karşı şiddetli bir tutku duyduklarında, onları ayıran engeller, ister bir koca ister anne baba olsun, yasalar ya da gelenekler bu konuda ne derse desin, bu iki sevgilinin doğaya ve tanrısal hukuka göre birbirlerine ait olduklarını düşünüyorum.
Bir insanın sevmesi için, uzun uzadıya düşüp tartmasına veya seçim yapmaya çalışmasına gerek yoktur, yalnızca ilk bakışta her iki tarafta da belirgin bir uyum ve ahengin oluşması veya genellikle yıldızların etkisiyle kanın kaynaması olarak adlandırdığımız şeyin gerçekleşmesi yeterlidir.
Herkes en başta en güzelleri, yani türün karakterinin en saf biçimde tanımlandığı kişileri tercih edecek ve o kişileri şevkle arzulayacaktır. Diğer bir durumda ise herkes kendinde olmayan mükemmel özellikleri karşısındakinde arzulayacak ve hatta kendi özelliklerinin tam tersi olan kusurları güzel bulacaktır.
Şayet bir erkek ve kadın karşılıklı, ısrarla ve kesinlikle birbirlerinden hoşlanmıyorlarsa, bu onların dünya- ya ancak kötü tasarlanmış, uyumsuz ve mutsuz bir varlık getireceklerine dair önemli bir göstergedir.
Her türlü aşk, ne kadar uhrevi görünürse görünsün, tamamen cinsellik içgüdüsünden kaynaklanmaktadır. Aslına bakılırsa, aşk bu içgüdünün, yalnızca daha kati, daha özelleşmiş ve net bir şekilde ifade etmek gerekirse daha bireyselleşmiş biçimidir