Artık onu dinleyemez oldum. Bir iki ay evvel okuduğum “Hamlet”in mezarlık sahnesini hatırladım. Orada, kralın soytarısı Yorik’in kafatasını ele alan Prens’in sözlerini bir musiki gibi içimden mırıldandım:
“Heyhat! Zavallı Yorik! Ben onu tanıdım Horatio! Soytarıların en neşelisiydi. Velût bir muhayyele. Bin defa beni kollarında gezdirdi fakat şimdi manzarası hayalimi nasıl dolduruyor! Kalbim nasıl...”