Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Keşke her şey bu kadar kolay ve mucizevi olsaydı. Ayrıca öyle bir Aksakallı Dede olsa “Tamam yazdım, şimdi n'apcam?” der, rahat vermezdim adama. Her şey için darlardım kendisini. Ama yine de bu şekilde anlatmak daha havalı. Çünkü gerçekler çok sıkıcıdır. Boş sayfalarla cebelleşirken, karşımdaki beyaz plastik sandalyeye dayalı duran vileda sopasını gördüğüm an Aksakallı Dede fikri geldi aklıma. Ve Leyla ile Mecnun serüveni 2009 yılında harita metod defterine alınan bu ilk notla birlikte başladı. İlk bölümün yazımının ardından 2 sene boyunca elden ele dolaşan, eşin dostun okuyup güldüğü bir senaryo olmaktan öteye gidemedi. 9 Şubat 2011'de ilk bölümünün yayınlanmasıyla birlikte hayli zor ve yorucu bir süreç de başlamış oldu. Leyla ile Mecnun bir diziden fazlasıydı benim için. Her bir sayfasına 24 yılın birikimini, acılarımı, üzüntülerimi, sevinçlerimi, hayal kırıklıklarımı, özlemlerimi döktüm. Gündelik hayatın sıkıntılarından Kireçburnu'ndaki o mahalleye kaçarak kurtulur olmuştum. Her bir karakter kapı komşum olmuştu sanki. Bu kitapta da 32 yılın birikimini dökmeye, yarım kalan hikayeleri tamamlamaya çalıştım. Çünkü yarım kalan her şey tamamlanmaya muhtaçtır. Umarım dizinin izleyicisi olanlar kitaptan da aynı tadı alırlar. Diziden bihaber olanlarsa ilk defa tanışacakları karakterleri benim sevdiğim kadar sevebilirler.