Hayat öyle saçma ki neyi seçersek seçelim rahata eremeyeceğiz.
Sayfa 111 - Yapı KrediKitabı okudu
Samimiyetle cevap verin, harika bulduğunuz ama kimsenin umurunda olmayan, hatta aşağıladığı bir şeyi mi, yoksa hiç beğenmediğiniz ama başkalarınca göklere çıkarılan bir şeyi mi yapmış olmayı yeğlerdiniz?
Sayfa 97 - Yapı KrediKitabı okudu
Anı ve acı arasında sadece tek harfin farklı olması tesadüf mü?
Unutmak haramdır ama hatırlayarak da gülemez ki insan.
Sayfa 92 - Yapı KrediKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Gel diyecektim, altı üstü o kadar, şuncacık cümleyi söylemek ne zormuş.
Sayfa 91 - Yapı KrediKitabı okudu
Hayat bir vaat midir Neriman? Döneceğinin vaadi mesela? Burada olsan, ölümden başka hiçbir vaat gerçekçi değil, derdin.
Sayfa 87 - Yapı KrediKitabı okudu
İnsan, annesi ölene kadar yaşlanmıyor. Zamana karşı koruyorlar bizi. Anne ölünce de birden otuz yılsa otuz, kırk yılsa kırk... O kadar yıl birden geçiyor.
Sayfa 83 - Yapı KrediKitabı okudu
O kadar acımışım ki sana baba, diye düşünüyor Sabahattin, hastalığını yadigâr bıraktığın için zerre kırgınlık yok içimde. Senin kadar zor ölmesem kâfi.
Sayfa 24 - Yapı KrediKitabı okudu
682 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Çocuklarımızı Hüseyin Rahmi' yı bile okumak için ayrı bir filoloji tahsili görmek zorunda bırakacak kadar ölçüsüz, cezbeli ayıklamalar yüzünden az sonra elde sadece lisanın koçanı kalabilir. Saçakları, kubbeleri, cumbaları, sütun başlıklarını ve tepecamlarını ata ata Türkçenin mimarisi korkarım kübikleşerek her katına birer sıra pencere dizilmiş dümdüz, karaktersiz, şiddetle can sıkıcı bir antrepoya yahut siloya benziyecek; lisan Esperantomsu bir tarihsizliğe, ananesizliğe düşecek. Yirmi yıl önceki lisanı anlıyabilmenin bir ihtisas işi mahiyetine girmesi ile övünülemez.
Sayfa 585 - İnkılâpKitabı okudu
Efendisi değil, efendi huylu ve ruhlusu çok bulunan ırk ve millet gerçek mânada üstün bir ırk ve millet sayılsa yeri vardır.
Sayfa 225 - İnkılâpKitabı okudu
Asya' daki ucu-bucağı bulunmaz koca Türkçe gölünün bereketli, fakat taşlı topraklı suyunu durulaştırıp içilir hale getiren tasfiye makinesi Anadolu' dur ve tadına tat katan hassasını da İstanbul vermiştir.
Sayfa 148 - İnkılâpKitabı okudu
Neyzen Tevfik
Mutluluğu çorba yapıp, elimize çatal verdiler.
Bizi çıkmaz sokağa bırakıp,
Haydi yolun açık olsun dediler.
Ey vicdanım bana da yardım et
Hani ellere gösterdiğin merhamet
Hâlim yok kendime çareye
Beni de sen kurtar bir zahmet