Biz, âh bedbahtlar, biz… Biz ayrı, biz birbirimizden ayrı, nasıl sevdiğimizi, ne kadar çok sevdiğimizi, ne istediğimizi, nihayet aşkımızın bütün zavallı hayallerini sefil emellerini anlatmak için buluşmadan, buluşma ümidinden ayrı, biz her vasıtadan yoksun, her çareden uzak… Günler haftalar geçiyor da kalbimi yakarak sana söylenmek için ruhumdan taşan sözleri, yüceltme ve tapınış kelimelerini atıyorum, sade uzak bir bakışla görüşebilerek, uzak, yoksun, ayrı…
Daha hiç, hiçbir şey, daha hiçbir şey yok, sade birkaç bakış, sade birkaç tebessüm, fakat ruhum, fakat hayatım hep senin, hep seninle meşgul, hep senin kokunla dolu…