Birliklerinin Güney Çin'i yenebileceğine ve işgal edebileceğine kanaat
getiren Mengü, Sonğ ordularının tek bir bölgeyi korumak üzere yoğunlaşmasını
engellemek için, güçlerini dört cepheye yaydı. Böylece, Moğol
saldırılarını karşılayabilmek için Çinlilerin geniş bir alana yayılmaları
gerekecekti. Mengü, bu üstünlüğe sahip olduğu halde, seferi büyük bir
titizlikle planladı. Kardeşi Arık Buka Karakurum'da kalıp başkenti koruyacak
ve Moğol devletinin gündelik işlerini yürütecekti. Moğol geleneğine
göre aile ocağı ve toprakları en küçük kardeşe emanet edilirdi,
Mengü de bu geleneğe uyarak, Arık Buka'yı bu işe koştu.
Hazırlıklar tamamlanıp, planlar kurulduktan sonra, 1257 yılının
Haziran ve Temmuz aylarında Mengü, Cengiz'in eski saraylarını ziyaret
etti. Buralarda, yeni kalkışılan bir işte başarıyı sağlamak için gereken
kurbanları adadı. Ertesi ay da sarayının çevresindeki kutlu topraklara
şahsi sürüsündeki kısrakların sütünden saçarak, göğe adak adadı. İyi
bir Moğol hükümdarının görevi olan bütün bu işleri yaptıktan sonra,
güneye yürümeye hazırdı. 1258 Mayısı geldiğinde Sarı Irmak'ı geçmiş
ve güçlerini bugünkü Ninğ-şia eyaletindeki Gu-Yüan Şien'in hemen güneybatısında,
Liu-pan Şan'da toplamıştı. Buyruğundaki birlik sayısı belirsizdir.
İranlı tarihçilerin verdikleri sayılar bir hayli abartılı görünüyor.
Bir kaynağa göre, Mengü'nün emrinde 600.000 asker bulunuyordu, bir
başkasına göre yalnızca Kubilay'ın elinde dokuz tümen (yaklaşık 90.000
asker) vardı.