Ne denirse densin, insanlar yalnızca inanmak istediklerine inanırlar. mektuplar, kağıttan başka bir şey değil. Yakılsalar bile, yürekte kalması gereken kalır; yakılmayıp saklansalar bile, uçup gitmesi gereken uçup gider.
düşmanlarım yüzümde bile kusur buluyor, küçümsüyorlardı beni. Sonunda ben de kendi kendimi küçümsemeye başlamıştım. Kafasız olduğumu söyleye söyleye inandırmışlardı beni buna. Sizse karanlık dünyamı aydınlattınız. Yüreğim de ruhum da aydınlığa, huzura kavuştu. başkalarından aşağı olmadığımı anladım. Yalnızca göze batan özelliklerim, kibar davranışlarım, yani cilam yoktu, ama insandım gene de; yüreğimle, düşüncelerimle insandım. Şimdiyse kaderin küçülttüğü, ezdiği bir insancık olduğumu anlayınca kendime saygımı yitirdim, çöktüm.