Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Senin evlerinde Aşkın yeri yok anlaşılan; benimkinde ise Güzellik, aşkın hizmetçisidir.
Sayfa 332 - Martin EdenKitabı okuyor
“Eğitim nedir?” diye sordu Edwin. “Kırmızıya kızıl demektir.”
Reklam
"Hayalini kurduğu şey onun ruhuna sahip olmaktı, her türlü kalabalıktan azade, zihninde belirli bir biçime sokamadığı özgür bir ruh yoldaşlığıydı."
Sayfa 33 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"İyiyi ve kötüyü bilirdi, ama varoluşsal bir nitelik olarak saflık ve masumiyet, asla aklına gelmemişti. Oysa şimdi, onda, toplamı ebedi hayatı oluşturan iyilik ve temizliğin en üst derecesi olarak kavrıyordu saflığı."
Sayfa 32 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Senin aşkına inanıyorum. Hayatta her şey kötüye gidebilir, aşk hariç. Yeter ki bitkin düşen bocalayıp tökezleyen zayıf iradeli biri olmasın, aşk hiçbir zaman yolunu şaşırmaz.
Reklam
" Hayatı boyunca sevgi açlığı çekmişti. Sevgiye hasretti. Varoluşunun temel talebiydi sevgi ama hiç sevgi görmemiş ve zaman içinde katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu fark etmemişti bile."
Sayfa 18 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
İhtiyarın hayal kırıklığının sonucu olan gözyaşlarının yanaklarından aşağı süzüldüğünü gören oğlanlar, neşeden kendilerinden geçtiler.
Reklam
"Yani haritası ya da pusulası olmadan yabancı denizlere sürüklenmiş gemi gibiyim ama artık ben de yönümü bulmak istiyom."
Sayfa 15 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Karşısında yaşamaya değer bir şey vardı işte; kazanmak için savaşmaya, mücadele etmeye ve evet uğruna ölmeye"
Sayfa 11 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"...tiksiniyordu kendinden. içinde ilahi ne varsa yok olmuştu; yaşama gücü, canlılığı kalmamıştı ki dürtsün onu. ölmüştü. ruhu ölü gibiydi. bir hayvandı o, iş hayvanıydı. ne yemyeşil yaprakların arasından geçerek inen gün ışığının güzelliğini görüyor, ne de kozmik sonsuzluktan bahseden ve sırlarını o yaprakların hışırtılarında açığa vuran mavi gök kubbenin fısıltılarını duyuyordu artık. hayat dayanılmaz ölçüde sıkıcı ve aptaldı; feci bir tat bırakıyordu ağzında. içgörüsünün aynasının üzerine simsiyah bir perde inmiş, güneş ışınlarının girmediği karanlık bir hastane odasında yatma hayalinden hoşlanır olmuştu."
Aşkı ona eziyet ediyor,iradesini ezip geçiyordu.
“Söyle bana,” diye devam etti Edwin, “neden yengece ‘ağızlara layık ziyafet’ diyorsun? Yengeç, yengeçtir, öyle değil mi? Senden başka kimsenin ona böyle komik bir isim taktığını görmedim.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.