Sanat, yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu.
Dünyadaki en muhteşem şeye sahip olduğunu unutma - gençsin! Gençlik gibisi yok. Orta yaşlılar hayata ipoteklidir. Yaşlılar hayatın tavan arasındadır. Ama gençler hayatın efendisidir.
Sayfa -1 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
'Kadınları da sadece bir oyuncak olarak görüyor. Bakın ben asla bir kadını oyuncak olarak görmedim. Kadın kamu hayatında da, özel hayatta da erkeğin fikri yoldaşıdır. Kadın olmasa esas ideallerimizi unuturduk.'
Güzelliğinden ya da kendimi çok yakın hissettiğim hareketlerinden ve teninden sızan bir ışık, bana dünyanın gitmem gereken merkezinin onun yanı olduğunu hatırlatıyordu.
Hayatımın bir döneminin sona erdiğini, aklımın her zaman gerçekçi ve dürüst kalabilen sağlıklı yanıyla seziyordum artık; ama yalnızlıktan korkan telaşlı yanım, bu gerçeği bütünüyle kabul etmeme engeldi.
Karanlık bir güzelliği olan o acıklı Eylül günlerini dayanlılır kılan önemli bir şey keşfetmiştim : Sırtüstü yüzmek karnımdaki ağrıyı hafifletiyordu. Bunun için, sırtüstü ve geri geri yüzerken başımı Boğaz sularının içine iyice sokmam, denizin dibini başaşağı görmem, bir süreliğine nefes almadan kulaçlar atmam gerekiyordu. Akıntının ve dalgaların içinde geri geri ilerlerken gözlerimi açınca, tersinden gördüğüm Boğaz'ın renk değiştirerek koyulaşan karanlığı, aşk acıma hiç benzemeyen bambaşka bir sınırsızlık duygusu uyandırırdı içimde.
Enkaz altından çıkan kitaptan altı çizilmiş bir sayfa...
“İnsanoğlu böyle geçicidir. Kendi varlığına en çok inandığı, sevdiklerinin anılarında ve kalplerinde derin izler bıraktığını sandığı yerlerde bile hızla silinip gider.”
İnsanlar taklit bir ürünü sahte olduğu için değil, ucuza alındığı anlaşılabilir korkusuyla kullanmak istemezler. Benim için kötü olan şey ise, tabii eşyanın kendisine değil, markasına önem vermektir. Kendi duygularına değil de, başkalarının ne diyeceğine önem veren insanlar vardır ya hani...
Yürüdükçe masalara oturup davetlilerle hatıra fotoğrafları çektiriyor; etrafta ne kadar çok saçlarını sarıya boyamış esmer kadın, ne kadar çok iddialı ve zengin erkek, birbirine benzeyen ne kadar çok kravat, saat, topuklu ayakkabı, bilezik olduğunu, erkeklerin favorilerinin ve bıyıklarının neredeyse bir örnek olduğunu görüyor; bir yandan da bütün bu insanlarla bir tanışıklığım ve pek çok ortak hatıralarım olduğunu fark ediyor; önümdeki harika hayatı ve mimoza kokulu yaz gecesinin eşsiz güzelliğini mutlulukla hissediyordum.