bilincimin gayreti kendisi gibi bir bilinç ve hayatım için iyi bir yol bulması idi. uçuk bir kalple sürekli sınırlar çizer kendine veya sınırlar çizer kalp uçuk olur. vahşeti andıran yaşamım eskide kaldı. bütüncül bir bilinçle acıya hapsedemez insan kendini, en sonunda kendinden kaçar. unutur. talihsiz olarak görmez yaşamını, serüven olarak görmez Ahmet tellinin dediği gibi görmez. cennet ve cehennemi yaşasa da içinde, bir farkı yoktur, bilinç bilinçtir. kendisi neyse, o kadarına dayanabilir. bilincinde ne kadar mevcut acı potansiyeli varsa o kadar kıyasıya ve hızlıca derbedebilir hayatını. lotus yataklarında keyif sürmez ruhu, bilincini sürdürebildiği kadar var olur insan. Hayat hayattır. bunun değeri ancak birkaç sağlam sinaptik bağla oluşur. en sonunda her şey gittiğinde insandan, yumrular ve yumruklar dalar gözlerine, ancak tanrıyı hissetmenin tadı olabilir. Bu aşkta gizlenir, insanı yakalar ve tökezletir ruhunu. bilincindeki okyanus dalgaları enine ruhunu dağıtır insanın, her zaman olduğu gibi, hiçbir şey olmaz, kalıcı olan sadece zamandır. niçe gibi bir beyin veya direkt niçe demişti, bir gün her şeyin sahte olduğunu haykıracaksın. haykırık, zamanın neşesini oluştur, insanın dibinde hep falanlar filanlar kalır. insanın sabitliği ruhu, ruhun sabitliği zaman. beyninde birçok bilinç düzeyinde dağıtır insan hayatını, ordan oraya koşabilir ve akışkan enerjisini dondurur bu. Her neyse bu kadar düşünce yeter. gün1.