Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
174 syf.
4/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Şimdi öncelikle kitabın dili hoşuma gitmedi ama onu beğensem bile puanı düşük kalırdı zira erkek kahraman bildiğin sopalık eşek net yani :D Terbiyesiz gereksiz huysuz hadsiz saçma sapan halleri var ve en beteri anneci olması yetmiyor bonus olarak teyzeci manyakmıdır nedir anlamadım . Hayır anası ve teyzesi bu sığırdan beter hadsiz medeniyetsiz hele teyze evlerden ırak . Yemin ederim bana böyle konuşma yapacak insanı yerin dibine sokar orada bırakırım bir daha ağzı ile kuş tutsa yaranamaz . Konuya geçiyorum kısaca artık kinimi kustum ya :P Jericho 48 yaşında eski çok ünlü zengin araba yarışçısı sevimsiz bir herif 10 yaşında kızı var 8 sene önce karısı ölmüş . Bu otobiyografi yazacak anlaşma imzalamış bir türlü yazamıyor buna konu ile ilgili yardım edecek bir asistan aranıyor . Christie 3 senelik erkek arkadaşı bunu aldatmış onun travmasını yaşayan düzgün tatlı bir hatun bu iş gelince kabul ediyor havası değişir kafası dağılır diye . Zira kitap yazıldığı 6 ay boyunca adamın evinde kalacak kendi evini zaten boşaltıyor . Bu ikisinin ilişkisi bu sebeple başladı daha kız kapıdan girdi ilk karşılaşmada bile adam saygısız ve kabaydı . Şimdi bu kitaplarda elbet çekişme atışma oluyor ama burada apayrı bir durum var okusanız anlardınız . Bu kadın adamın neyini sevdi anlamadım hayır yatmaya başladılar adam yine öküzlük yapıyor . Kızı ailesi ile tanıştırmaya götürdü annesi teyzesi kıza etmedik hakaret bırakmadı adam tıntın inanılmaz bakın .Neyse bu yazarın üstünü çiziyorum listeden derhal :D
Stuck With My Grumpy Billionaire Race Car Driver
Stuck With My Grumpy Billionaire Race Car DriverJ. J. Lovejoy · Independently published · 02 okunma
“Doğal felsefenin ilk aksiyomu” şudur ki Varlıklar Skalası, hiçbir gerçek ayrım çizgisinin olmadığı sonsuz olarak tedrici olan bir bütün oluşturur; yalnızca tikeller vardır ve hiçbir krallık ya da sınıf veya cins yahut da tür yoktur. ... Bu büyük ve önemli hakikat, evrensel sistemin bu anahtarı ve gerçek felsefenin temeli, Doğa üzerine çalışmalarımızda ilerledikçe, günden güne daha aşikâr hâle gelecektir. J. B. Robinet
Sayfa 321Kitabı okudu
Reklam
Bir müzisyen bütün tuşlara aynı anda basmaz; Doğa’daki her şeyin de aynı anda edimde bulunması beklenemez; ama sırası geldiğinde, ses verecek olan şeye dokunur; ara evrede sessizlik vardır. Henry More
Sayfa 292Kitabı okudu
PANDEMİ
ABD'li bilim insanı Thomas Lovejoy, Guardian gazetesine yaptığı açıklamada "Bu doğanın intikamı değil, bunu kendi kendimize yaptık" dedi. Çözümü ise doğaya çok daha saygılı bir yaklaşım sergilemekten geçiyor. Buna iklim değişikliği ve diğer sorunlarla mücadele de dahil."
... Çevremizdeki her şey değişmez mi? Bizler değişmez miyiz? Doğa hiçbir sabit form içermez. d’Holbach
Sayfa 315Kitabı okudu
Mikroskobun keşfi ve şimdiye kadar keşfedilenden çok daha küçük ve sayıca çok daha fazla mikro-organizmaların varsayılan varlığı, “Tanrı’nın iyiliği”nin, bütün Platonistik felsefelerde, kendine özgü bir biçimde oluştuğu düşünülen doğmak bilmez husülün memnunluk veren yeni kanıtlarını sağlıyordu; her zaman çokluk ilkesiyle özdeşleşmiş olan kozmik duygu ve dindarlık biçimlerine de yeni heyecanlar kazandırıyordu.
Sayfa 281Kitabı okudu
Reklam
M.Ö. beşinci yüzyıl Yunan felsefesinden miras alınan kabul edilmiş bir ilkeye göre, bir varlık için iyi, onun kendine özgü “doğa”sının gerçekleşmesinde yatar; ve bu nedenle, en aşırı öte-dünyalılık tezi için bile, bu anlamda “doğaya uyum” açısından nominal oladak formüle etmek olağandı. Ancak buna verilen somut anlam, tamamen, iyinin kendine yeterlilikle özdeşleştirildişi diyalektikten çıkarsandı. İnsanın, rasyonel olarak, kendi doğasını, yalnızca, mutlak, türememiş ve sonsuz iyinin temellükünde, yani, ilahî mükemmellik ve güzellikle tam bir birlikte ya da assimilatio intellectus spekulativi’de gerçekleştirebileceği beyan edildi.
Sayfa 107Kitabı okudu
Her şeye ve herkese “Evet” demek, aşikârdır ki, hiçbir biçimde karakter sâhibi olmak değildir. Hayatın hassas ve zor sanatı, tecrübenin her yeni biçiminde, iki uç arasında via media bulmak; karaktersiz olmaksızın açık fikirli olmak; standartlara sâhip olmak ve onları uygulamak, ama yinevde hassasiyeti azaltıcı ve hissizleştirici etkilerine, bizi somut şartların çeşitliliğine ve daha önceden bilinmeyen değerlere körleştiren temayülüne karşı hazırlıklı olmak; ne zman hoşgörülü olunacağını, ne zaman kucaklayıcı olunacağını ve ne zaman mücedele edileceğini bilmektir. Sanatta da, onun için hiçbir sabit ve kapsayıcı kural koyamayacağımız için, kuşkusuz ki hiçbir zaman mükemmelliği elde edemeyeceğiz.
Sayfa 365Kitabı okudu
“Çokluk İlkesi ve Yeni Kozmografi”
Uzayda fiziksel dünyanın büyüklüğünün skalasına ve fiziksel dünyanın genel düzenine dair ortaçağ kavrayışından modern kavrayışa değişimin meydana gelmesinde, en önemli ve kararlı rolü oynayan, Kopernikçi hipotez vd hattâ onu izleyen iki yüzyıl sırasında bilimsel astronomide sergilenen fevkalade başarılar değildi. Onsekizinci yüzılın başlarıyla birlikte eğitimli kimseler arasında yaygın olarak savunulmaya başlanan kozmografide, yeni dünya-resmini eskisinden büyük oranda ayıran be bu yolla insanın evrendeki yerine dair önceki kavrayışı, geleneksel dinsel inançları ve duygu tarzlarını değiştiren özellikler, sahneye girişlerini ve birçok yerde sonuçta genel kabul görmelerini, astronomların fiilî keşiflerine ya da teknik akıl yürütmelerine değil, kudretli ve süreğen olsa da, ortaçağ düşüncesinde her zaman baskılanmış ve tam olgunlaşmamış olan Platonik metafiziksel varsayımların etkisine borçluydu. Bunu vurgulamak için, her şeyden önce, -insanların dünyalarında kendilerini ne kadar rahat hissedebilecekleri ve dünyadaki statülerini ve rollerini nasıl algılayacaklarını belirlemeye yardım eden- dinsel ve ahlâkî imalara sâhip olab ya da ortaçağ zihnine sâhipmiş gibi görünen eski kozmografinin unsurlarını düşünmek gerekmektedir.
Sayfa 115Kitabı okudu
İnsanın düşüncelerinin ve duygularının sırtını dönebileceği muvakkat, hissedilebilir, bölünmüş dünyadan, tutarlı bir öte-dünyalı felsefe üç değerlendirmeden birini hal edebilir. Gördüğümüz gibi, böyle bir dünyanın var olduğu inancı, saf bir yanılsamadır diyebilir. Dünyanın gerçekliğini inkâr etmezken, o hiç olmamalıydı, Evedî ve mükemmel Bir’den başka bir şeyin yaratılışı, sebebi izah edilemez tam bir felâkettir diyebilir. Ya da ilkel Budizm’le birlikte, dünyanın kökeni, raison d’etre’si ya da metafiziksel statüsü gibi salt spekülatif soruları ya da hattâ doğanın araştırılması gereken pozitif amacını tartışmayı reddedebilir ve bütün enerjisini, insanları, muvakkat ve duygusal varoluşun tam bir kötülük olduğuna ikna etmeye ve onlara kaçmanın bir yolunu göstermeye adayabilir. Böyle bir felsefe, ancak bu üç kötümserlik biçimi arasında bir seçim yapmakla sınırlıdır. Bir zamanlar Batı dinsel düşüncesinde -Manicilikte ve Gnostik Hristiyan heresilikte- bu konumlardan ikincisine soğru güçlü bir eğilim vardı; eğer bu eğilim hâkim olsaydı, belirttiğimiz aykırılıkların hiçbiri ortaya çıkmazdı. İlahî hayatın tasasız barışından ıstıraplı ve sancılı bir yaratılışın ortaya çıkması, (özünden) kopmuş, muvakkat ve bedenî varlıkların bir evreni, aslî ve temel bir Düşüş olarak değerlendirilecektir ve Demiurgus, neyle uğraştığı düşünülürse düşünsün, aslî ve temel Şeytan olarak değerlendirilecektir.
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
Protogaea’da (1693), Leibniz jeolojik zamanın ilk dönemlerinde mevcut olan birçok organizma türünün, şimdi mevcut olmadığını ve bizim için bilinen olan birçoğunun, aşikâr bir biçimde yok olduğunu belirtir ve dünyanın dış kabuğunun şartlarında meydana gelen “büyük değişmeler sırasında bazı hayvan türlerinin birçok kez dönüşüm geçirdikleri”nin, “inanılmaya değer” bir hipotez olduğunu ekler.
Sayfa 302Kitabı okudu
Birçok on sekizinci yüzyıl zihni için, başlangıçtan itibaren hiçbir yeniliğin olmadığı ya da bundan sonra mümkün olamayacağı bir dünya kavrayışı, tamamıyla taymin edici görünüyordu. Örneğin Abbe Pluche, zamanının astronomik bilgisinin hayli yaygın bir biçimde okunan bir popülerleştirilmiş eserinde, doğanın temel değişmezliğini, felsefenin kesin sonuçlarından biri olarak tanımladı; bunu da, önemli derecede iyi bir örnek teşkl eden bir sonuç olarak değerlendirdi. Pluche, kuşkusuz ki, insan yaratılana kadar yaratılışın bir anlamda ilerlemeci olduğunu belirtti. Ama insanla birlikte önceki evreleri hazırlık olan şeyin tamam olmasına ulaşılmıştı. Bu nedenle, ileriki çağlarda artık daha başka hiçbir şey yaratılmayacaktır. Bütün felsefeciler bu mesele üzerinde düşündüler ve fikir birliğine vardılar. Tecrübenin kanıtına başvuralım; elementler her zaman aynı, türler hiçbir zaman değişmez, tohumlar ve hücreler her şeyin sürekliliği için önceden hazırlanmıştır, … öyle ki Güneşin altında yeni bir şey yok, başlangıçtan beri hiçbir yeni yaratılış, hiçbir yeni tür olmamıştır denebilir.
Sayfa 288Kitabı okudu
Leibniz tarafından, ilahî irade en iyi dünyayı seçmeye zorunlu olsa da, dünyanın en iyiliğinin bazı kendiliğinden tercihler, bazı özgür değerlendirme edimleri tarafından, seçiciye dayandığını tutarlı bir biçimde ileri sürülemezdi. Leibniz, hiçbir öğretiye, bu öğreti kadar şiddetli bir biçimde muhalif değildi. Onun için değer saf olarak nesneldir ve değer verme de kesinlikle mantıksal bir süreçtir. Herhangi bir özden ya da özlerin toplamından tahmin edilebilir olabilen varoluşu-meşrulaştıran iyi, onun ilahî akıl tarafından bilimen içkin özelliklerinden biridir; ama iradeye ve pnun düzenleyiciliğine öncel olan temel ya da metafiziksel zorunluluk alanına aittir. Bir nesnenin değeri, tastamam herhangi bir artan kalmadan bütün sayıların bölünebilirliğinin belirli bütün sayıların Fikirleri’nde içerilmesine benzer bir biçimde, kemdi Fikri’nde içerilir. Öyleyse, eğer Tanrı herhangi başka bir dünyayı en iyi ilân etseydi, sanki dördün ikinin iki katı olmadığını beyan ediyormuş gibi mutlak bir biçimde kendisiyle çelişecekti; başka bir ifâdeyle, her ikisi de onun için eşit derecede imkânsızdır ve bu nedenle fiiliyatta mevcut olandan daha başka bir şeyler şemasının varoluşu, ebediyen imkânsızdır.
Sayfa 196Kitabı okudu
lovejoy'un rütbesinin neden düşürüldüğünü biliyor musunuz? rütbesinin düşürülmesinin nedeni ölüler konusundaki takıntısıydı.
Sayfa 162 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Aristoteles’e göre, sanat doğanın taklidi olduğundan ve Doğa Tanrı’nın mükemmelliğinin tezahürü olduğundan, buradan “sanatınız, Tanrı’nın bir torunu gibi” (vostra arte a Dio quasi e Nipote) sonucu çıkar.
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.