Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
luna
luna
@luna___
hallowing soul
Hunter
Hogwarts
Forks, 12 Ocak
32 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Serinin en beğendiğim kitabı oldu. Bence yazarın dilinde ufak bi gelişme vardı. Betimlemeleri daha çok beğendim bu kitapta. Her zamanki gibi akıcıydı tüm kitap. Nasıl bittiğini pek anlamdım.
Olay döngüsünden bahsetmek gerekirse eğer; olayların birbirini güzel takip ettiğini ve olay örgüsünün bayağı güzel kurulduğunu düşünüyorum. Sonunu da bir hayli beğendim. İstediğim gibi bitmedi ama olay sonuca güzel bağlanmıştı.
Karakterlere gelirsek Alina’nın karakteri bu kitapta oldukça gelişmişti. Kararlarını, cümlelerini, kendine olan güvenini sevdim ve beni tatmin etti. Diğer karakterleri de son kitapla çok daha iyi anladığımı düşünüyorum. Karakter gelişimi açısından ilham verici bir son kitaptı. Malyen’e bayağı şaşırdım ve son kitapla sonunda ona ısındım. Nikolai’nin başına gelenlerse beni kahretti. En sevdiğim karakterlerden biri olduğu için güme gidecek diye çok korktum açıkçası. Hayali evrenimde o dünyanın en mutlu kralı olarak yaşayacak çünkü onu çok seviyorum.
Gelelim Karanlıklar Efendisine. Aleksander... GrishaVerse evrenindeki favori karakterim... Olaylar onun istediği gibi bitseydi de gerçekten çok sevinecektim aslında. Kötü karakter olabilir ama onunla dehşet iyi bir bağ kurduğumu hissediyorum. Yine de gerçekten güçlü bir sonu oldu ve onun için yazılan sonu beğendim.
Genel olarak üçüncü kitap beni oldukça memnun etti. Severek okudum. Tüm serinin okunmaya değer olduğunu düşünüyorum.
Nikolai Alina’yı boşver kraliçe olarak beni al
İlk kitabı üç saat gibi bir sürede film izler gibi okumuştum. Ne yazık ki bu kitap biraz daha zor bitti. Olay akışında çok koptuğum kısımlar oldu.
Karakterlerin çoğu sadece ismen var gibiydi. Davranışlarındaki geçişler o kadar fazlaydı kim nasıl düşünür nasıl hareket eder kavrayamadım. Bu özellikle Malyen karakteri için geçerli. Ne hissediyor nerde nasıl davranır bu davranışların sebebi nedir asla çözemedim. Alina’ya gelirsek bu kitapta daha güçlü ve kendinden emin olması hoşuma gitti ama o da bu gücü pek eyleme dökemedi.
Benim için bu kitabın cevheri Nikolai’ydı. Kesinlikle her hareketine her cümlesine bayıldım. Gerçekten bana okuma zevki verdi.
Bunun dışında betimlemeler ilk kitapla hemen hemen aynıydı. Bulunulan mekanları iyi kötü gözümde canlandırdım ama tam içine giremedim.
Olaylar idare eder bi şekilde bağlandı ama ben daha büyük bür savaş beklentisi içindeydim.
Sonuç olarak okurken eğlendim ama tam beklediğimi alamadım. Yine de okumaya değer bir evren.
Söylenecek pek bir şey yok. Mükemmel kurulmuş bir dünya. Karakterin tüm duygularını kendi duygularımmış gibi hissettim. Betimlemeler ne çok iyiydi ne çok kötü. Gidilen her yeri gözümde yeterince canlandırdım. Ama eksik kalan kafama oturmayan kısımlar da oldu. Anlatım yalın ve akıcıydı. İlk 20 sayfada kitaba girmekte zorlansamda sonrasında hikayeye kendimi kaptırdım ve tek oturuşta bitirdim. Fantastik seviyorsanız kesinlikle okuyun diyebileceğim bir kitap. Yarın ilk iş ikinci kitaba başlayacağım.
Karakterlerden bahsetmek gerekirse Alina’ya pek ısınamadım açıkçası. Düşünce sistemimiz pek uyuşmadı diyebilirim. Malyen’e de çok kanım kaynamadı. En sevdiğim karakter Karanlıklar Efendisi oldu. Biraz değişik bir yol izlesede adamın misyonu güzel. Kötü tarafı tutarken seriyi okumak değişik olacak.
Okur Takip Önerileri
Alacakaranlık; ilk okuduğum seri olduğu için galiba, hep hayatımda farklı bir yere sahip oldu. Edebi olarak gayet yalın belki basit denebilecek bir seri olmasına rağmen her zaman okumaktan en zevk aldığım seri oldu. Benim için artık çok tanıdık ve ev gibi güvenli bir evren... Gece Yarısı Güneş’i ve Edward’in düşünceleri... Beni gerçekten derinden sarstı. Tabi ki Edward’ın yüzeysel bir karakter olmasını beklemiyordum ama, tama bir anksiyete ve panik atak kraliçesi olması da beklediğim bir şey değildi. Benim için tüm kitap o kadar güzeldi ki tüm olaylara Edward’ın kafasından bakmak ne kadar zorlandığını görmek, ve kitaptaki tüm karakterleri çok daha iyi tanıyacak şekilde onlarla bağ kurmak...
Açık ara Alacakaranlık serisinin en sevdiğim kitabı oldu. Ağır bir şekilde TeamEdward olmamın bunda etkisi var ama gerçekten bu kitabın tadı bir başkaydı. Beni her şeyiyle tatmin etti.
Stephanie Meyer’ın inat etmeyip diğer kitapları da Edward’ın ağzından yazmasını çok isterdim. Özellikle Yeni Ay’ın Edward versiyonu için o kadar meraklıyım ki...
Yani sonuç olarak Alacakarnlık severler için bence gayet tatmin edici bir kitap. Sevmeyenler için... Bilemiyorum. Empati kuramadım :(
Kesinlikle kitapla ilgili en sevdiğim kısmı akıcı dili. Dün 5-6 bölüm okurum diye oturdum başına. Yanlışlıkla tüm kitap bitmiş. Genel anlamda aşk üçgenlerini hiç sevmesem de beni bile eğlendirebildi. Fakat sonunda pek tatmin olamadım açıkçası. Kitabın bittiğini biraz zor kavradım. Ana karakterin karakterine de pek hakim olamadığımı hissediyorum. Bu da biraz sinir bozucu. Ama genel anlamda gayet güzel, sorgulatıcı evrene sahip bir kitaptı. Okurken eğlendim, baya kafam dağıldı. İkinci kitap ilk fırsatta okunacak...
Uzun zamandır ilk defa bir Wattpad kitabını gerçekten beğendim. Binnur’un oldukça zorlu bir anlatımı var aslında. Çok fazla betimleme yapıyor ama bu beni rahatsız etmedi. Aksine karakterlerle bütünleşmemde oldukça kolaylık sağladı. Öyle ki üç gündür rüyalarımda sürekli Efken ve Medusa’yla birlikteyim.
Gerçekten güzel bir kurgunun üstüne kurulmuş okuması zevk veren bi kitaptı. Okurken tüm duyguları iliklerime kadar işledi. O kan arzusunu, şehveti, tutkuyu, kaybetme hissini, sevgiyi, mutluluğu, her şeyi gerçekten yaşadım. Güzeldi...
Efken Karaduman; gerçekten kalbimde kocaman bir yere sahipsin...
Kitabın 300’üncü sayfasına kadar serinin en iyi kitabı olduğunu düşünüyordum. Kurgunun hiç sıkıntısız ilerlediğini düşünmüştüm. Beren’in iç savaşının anlatılma şeklini gerçekten beğendim.
Kitabın sonu hakkında konuşmak gerekirse benim için tam bir hayal kırıklığıydı. Yazarın oluşturmaya çalıştığı kurgu akışını anladım ama içine giremedim. Tüm kitap boyunca olayların sonuca ulaşmasını bekledikten sonra kitabın sonunda hikayenin içinde hissedememek beni üzdü açıkçası. Her şey çok hızlı gelişti ve bir anda karakterle ilgili gerçekten çok saçma olduğunu düşündüğüm detaylar ortaya çıktı. Yani temel olarak kitap bana göre Ferrari gibi başlayıp Şahin gibi bitti.
Tüm seri hakkında beni rahatsız eden ufak bir detaya da değinmek istiyorum. Tüm kitaptaki boş bırakılmış sayfaları doldurarak ekstra bir kitap daha basardım. Kitap basılırken bu kadar boşa sayfa harcanması da beni çok rahatsız eden bir olay oldu. Her şeyi bir kenara bıraktığımızda tatlı bir seriydi. James’in beni karakter olarak gerçekten etkileyen bir seriydi. Okumasam bir şey kaybeder miydim? Hayır. Ama okurken gerçekten eğlendim.
Bu sonu gerçekten de beklemiyordum.
Kitap genel olarak orta şekerli denebilir. Çerez olarak okunmalık. İlk kitaptaki aksiyondan sonra bu kitap biraz daha James ve Beren ilişkisine odaklanmış. İlk kitapta bana fazlasıyla ergen gelen cümleleri vardı Beren’in. Bu kitapta daha olgundu ve kendini daha iyi ifade ediyordu. Kurgu da önceden planlanmayıp son anda eklenen şurası da şöyle oldun denip eklenmiş bölümler olduğunu düşünüyorum ama onlar bile okuma zevkini kaçırmıyorlardı.
Seriye ilk olarak Wattpad çıkışlı bir kitap diye önyargılı davranmıştım fakat o tür kitaplarda beni rahatsız eden neredeyse hiç bir şeye rastlamadım. Keyifle okunabilecek bir seri. Zaman film izliyormuşsunuz gibi akıp geçiyor.
(Ufak bi dipnot: James karakterini Can Yaman’la asla bağdaştıramayan bir tek ben miyim ya? Ne kadar zorlarsam zorlayayım James’i asla Can Yaman olarak düşünemiyorum. )
Serinin 5’inci ve son kitabı Son Olimposlu... Açıkçası seriye veda etmek bana çok zor geldi. Percy’e, Annabeth’e, Kıvırcık’a, Melez kampına o kadar alışmıştım ki... Percy’nin de dediği gibi kamp ateşinin yanında otururken kendimi evde hissettim.
Son Olimposlu’ya gelirsek; bu sefer kitabı okurken gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamadım, okuduğumu bile fark etmedim. Tüm kitabın anlatımı o kadar canlıydı ki kendimi film izliyormuş gibi hatta tüm olanları yaşıyormuş gibi hissettim. Her şey bitti diyecek noktaya geldiklerinde tüm umutsuzluğu iliklerime kadar hissettim, çaresizliği, dostluğu, cesareti gerçekten karakterle birlikte yaşadım. Gerçekten güzel bir son kitaptı. Tüm seri okunmaya, zaman harcamaya değer.
Şimdi ilk iş gidip Olimpos Kahramanları serisini alacağım. Serinin içeriğine henüz bakmadım ama umarım sevdiğim tüm karakterlerle diğer seride tekrar karşılaşabilirim.
Tüm seri hakkında;
Tüm seriyi 5 yıl önce hiç ara vermeden okuyup bitirmiştim. Okurken gayet eğlenmiştim. Kitap genel olarak sürükleyici. Güzel, temiz sizi sıkmayan bir anlatımı var.
Ben seri kitapları okumayı ve bir süre kurulan farklı bir evrende yaşamayı seviyorum. Bu seri ise sizi Harry Potter, Game of Thrones gibi seriler kadar olmasa da kendi dünyasına alıp götürüyor. Seri boyunca bazı mantık hataları, karakterlerin hareketlerinde tutarsızlıklar olsa da bunlar rahatsızlık verecek ölçüde değil. Okuma zevkini bozmuyor.
İlk kitap olan İşaret’e gelecek olursak; serinin ilk kitabı olarak başarılı olduğunu düşünüyorum. Karakterleri ve dünyayı güzelce açıklıyor. Görsel olarak da zihninizde çoğu şeyi tasarlayabileceğiniz betimlemeler var.
Vampir kavramına da farklı bir bakış açısı getirmiş. Bu Nyx tanrıçasına bağlı vampirler, The Originals’tan sonra en sevdiğim vampir betimlemesi oldu. Fantastik serileri severim, oldukça uzun bir maceraya çıkmak beni yormaz diyorsanız kesinlikle alıp okuyabileceğiniz bir seri.
Açıkçası Grinin Elli Tonu kitabından sonra bunu okumayı oldukça gereksiz buldum. Olay akışında hiç bir değişiklik yoktu. Size ekstra olarak hikayeyle ilgili hiç bir şey sunmuyor. Ama zaman geçirmek için okunabilir.
Kesinlikle serinin en iyi kitaplarından biri. Özellikle göreve çıkan kahramanların birbiriyle uyumu gerçekten güzeldi. Percy dışında diğer karakterleri de tanıma fırsatı sunan bir kitap. Canavarlar denizinde bir miktar düşen tempodan sonra, hiç hız kesmeden olaylar ilerliyor. Açıkçası nefes almaya bile fırsat bulamadığım yerler oldu okurken. Karakterlerin arkadaşlık ilişkisinin adım adım gelişmesi ve bunun işlenme şeklide çok hoşuma gitti. Bütün olarak bakıldığında gerçekten güzel bir kitaptı Titan’ın Laneti yeri geldi gerçekten kahkaha attım. Yeri geldi ağladım, endişelendim, öfkelendim. Kitap bitti şimdi de merak içindeyim. Hemen gidip dördüncü kitabı da okuyacağım.
Şimşek Hırsızı’nı dün bitirdikten sonra bugün hemen serinin ikinci kitabı olan Canavarlar Denizi’ni de bitirdim. İlk kitap kadar fazla gizem içermese de kurgusu aynı derecede sürükleyiciydi. Tüm kitap boyunca tansiyon asla düşmedi ve her sayfayı ne olacağını merak ederek çevirdim. Kitabı okurken gerçekten kendiniz kurulan dünyanın içinde kaybediyorsunuz. Kitapta beni tek rahatsız eden şey kitabın başında, ilk kitapta olan her şeye kısa kısa değinilmesi oldu. Ama serinin ikinci kitabı olarak gerçekten tamamlayıcı bir kitaptı. Kronos’un planı da beni oldukça hayrete düşürdü.
Şimşek Hırsızı
Seriyi 5. sınıftayken okuyup gerçekten çok etkilenmiştim. Bu yıl tekrar okumaya karar verdim ve ilk kitap beni yine ilk okuduğumdaki gibi etkiledi. Tüm kitabı bir oturuşta bitirdim. Riordan’ın gerçekten temiz ve sürükleyici bir anlatımı var. Size çokça ipucu veriyor fakat kitap bitmeden ipuçlarını birleştirip sonuna ulaşamıyorsunuz. Genelde fantastik serilerde çok fazla mantık hatası bulurum. Fakat Riordan’ın kurduğu dünya oldukça tutarlı. Bir kaç kere neden böyle bişey yaptılar desem de olayın sonunda yaptıkları her şeyin mantıklı bir açıklamaya ulaştığını gördüm.
Beşinci sınıftayken seriyi okuduğumda bana arkadaşlıkla ilgili çok fazla şey katmıştı. Sekiz yıl sonra yine aynı hazzı aynı öğretileri alarak kitabı okuyabiliyorum. Bu yüzden çocuk kitapları kategorisinde olmasını saçma buluyorum.
Sonuç olarak kitap oldukça güzel, sürükleyici bir kurguya sahip. Riordan’ın kurduğu muhteşem dünyanın parçası olmak için kesinlikle okunmaya değer.
