M.Ö. 1500 yıllarında at, estetik bir yaratık ve müthiş bir savaş vasıtası olarak Arabistan'da görüldü. At, M.Ö. 1500 ve 900 yılları arasında bölgeyi istila eden “dağlılar"ın elinde bir silah olarak girdi. Bunlar, Arî kabilelerin batıdan doğuya geniş göçünde geride kalanlar tarafından harekete geçirilmiş, Bereketli Hilâl'in kuzeyinde, Anadolu ve Kafkaslarda çoğalmış yerlilerin yeni bir ka- rışımıydılar. Arî kabileler, kuzeydoğuya doğru Ermenistan ve İran'ı olduğu gibi Eski Yunanistan ve Anadolu’yu da kuzeybatıya kadar bereketlendirdiler. Yüzyıllarca, bölgenin güvenlik ve istikrarıyla, zarar verecek şekilde oynadılar. At üstündeki savaşçı veya atlar tarafından çekilen arabalar, yaya askerler tarafından durdurulamazdı. Yine de bu, atın yenilgiye uğrayanların da standart bir techizatı hâline gelmesinden çok önce değildi. Gerçekten at, Arabistan'da büyük bir hayranlık uyandırmıştı. Atların soyları uzun süre safkan nesiller elde edebilmek için ezberlendi ve korundu; spor ve güzellik amacıyla barışçı kullanımlarını ispat etmek için devlet eliyle yarışlar düzenlendi. Arap dili de, yalnızca at üzerine ikiyüzden fazla kelime kazandı.
Daha bildik bir başka kahraman Uruk şehrinin beşinci kra¬lı (M. Ö. 2500'ler civan) Gılgamış'tır. Antik dünyada yaşam ve ölüme ait dillendirilen pek çok meseleyi, dönemin etyolojik mentalitesi içerisinde hallettiği için son derece etkili bir gelenek oluşturmuştur. Tufan olayının antikçağda bilinen versiyonunun da kahramanıdır. Adı Sümercede tanrı determinatifi Dingir ile birlikte yazıldığı için tanrı kabul edilir. Fakat mitolojik anlatım-lardan "anladığımız kadarıyla biraz tanrı, biraz insandır. Esasta
Pek çok farklı mitosun zamanla evrilerek tek bir biçimde toplandığı destanın baş aktörü Gılgamıştır
Kimsenin okumadığı ama herkesin bildiği kitaplar serisine hoş geldiniz...
Bugün sizler için misyonerlik görevi üstlenmeyeceğim ya da irşad yapmaya kalkışmayacağım. Papini'nin de dediği gibi: "En derin gerçeklik, her zaman geç ya da en son keşfedilendir." (#38937533) Bu yüzden de sizlere gerçeği anlatmak
Bu kadar muhteşem bir esere nasıl bir inceleme yazılabilir bilmiyorum. Kitabı bitirdim ve bunun üzerine uzun uzun düşündüm. Platon’un devleti bir kere değil bir kaç kere sindire sindire okunması gereken bir kitap. Bundan yaklaşık olarak 2500 yıl gibi önce iki filozofun bir araya gelip tartıştıklarını anlattıklarını sorguladıklarını biz bugün hala