Utanarak başını önüne eğdi:
Köyün öbür kızlarıyla beraber derenin içine sürüklediler. Biz bağırdık, çağırdık; aman etmeyin, zaman etmeyin dedik; kulak asmadılar. Ben arkalarından gitmek istedim, anam bırakmadı, “Biricik oğlum, sana da kıyarlar!” dedi; ağlıyordu, dayanamadım, kaldım.”
Artık çocuğun yüzüne bakamıyordum. Hayatın en mühim hadiseleriyle boğuşmuş bu köylü yavrusunun karşısında ben artık hiçbir şey bilmeyen hiçbir şey anlamayan ve sanki korkunç bir masal dinliyormuş da tüyleri ürpermişçesine bir köşeye sinmiş, otuz dört yaşında toy, ürkek bir küçücük çocuktum.
"Biliyor musun İsmet" dedi...
"Bir rüya görmüş gibiyim."
Karabasanla başlayan,
üç yıl üç ay 22 gün süren,
mucizeyle biten bir rüya.
Çiçekler açıyordu İzmir'in dağlarında.
Mustafa Kemal’ in talimatıyla Ankara Öğretmen okulu’ nda düzenlenen kongreye, 40 kadın 180 eğitimci katıldı, bir harfta sürdü.
Mustafa Kemal savaşın en kritik döneminde bir günlüğüne cepheden ayrıldı, “cahillikle savaş düşmanla savaştan daha az önemli değildir” dedi, Ankara’ ya geldi, kongrenin açılış konuşmasını yaptı.
“İstikbal için
Mustafa Kemal’ in talimatıyla Ankara Öğretmen okulu’ nda düzenlenen kongreye, 40 kadın 180 eğitimci katıldı, bir harfta sürdü.
Mustafa Kemal savaşın en kritik döneminde bir günlüğüne cepheden ayrıldı, “cahillikle savaş düşmanla savaştan daha az önemli değildir” dedi, Ankara’ ya geldi, kongrenin açılış konuşmasını yaptı.
“İstikbal için