144 syf.
10/10 puan verdi
Fakat yaşıyordum. O'nu hissettiğim ve O'nu aradığım zaman yaşıyordum. Öyleyse, O vardı. O, O'nsuz yaşanmayan şeydir. Allah'ı (c.c) bilmek ve yaşamak, bir ve aynı şeydir. Allah (c.c) yaşamdır. Allah'ı (c.c) arayarak yaşadığın takdirde, yaşam Allah'sız olmaz.
Okur Takip Önerileri
Biri, dünyanın varlığıyla ve bizim yaşamlarımızla kendine özgü bir eser gerçekleştirmektedir. Bu iradenin anlamını kavramak ümidine sahip olmak istiyorsak, Her şeyden önce onun isteklerini yerine getirmek, bizden isteneni yapmak zorundayız. Eğer benden isteneni yapmazsam, bu durumda benden istenen şey asla kavrayamam. Bunun sonucunda da hepimizden, bütün bir insanlıktan iste neniyse hiç kavrayamam.
Ancak şimdi, iyi insanları sevmeye başladıktan ve kendimi nefrete layık bulduktan sonra gerçeği kabul ediyorum.
İsteklerini doyurarak, inançsızlardan daha kötü değilse bile en az onlar kadar kötü yaşıyorlardı.
"Nasıl yapmalıyım?" Sorusunu nasıl sorarsam sorayım, onun cevabı "Allah'ın (c.c) yasasına göre!" olacaktır. "Benim Şimdiki hayatımdan ne çıkar?" "sonsuz azap ya da Sonsuz Mutluluk." "Ölümün mahvetmediği anlam nedir?" "Sonsuz olan Allah ile birleşmedir; cennettir." Böylece şunu zorla kabul etme durumuna geldim: O döneme kadar bana göre biricik ve kesin sayılan akla dayalı bilginin yanında, bütün insanlığın akıl dışı bir başka bilgisi vardı. Bu bilgi, insana yaşamak ve yaşamını sürdürmek imkanı veren yaratıcının korkusuna olan inançtı.
Tolstoy
Sayfa 84
Tolstoy
"Bir zamanlar yaşamış ve şimdi yaşamakta olan milyonlarca insan, birer insan değil, sanki bir tür hayvandı."
Aslında insanlık bir bütündür; yani yaşamış olan ve yaşayan tüm insanlar sanki hayatın anlamını kavramış gibi davranırlar. Çünkü onu kavramış olsalardı yaşayabilmiş olmazlardı.
Bilgeliğimiz ne kadar kesin olsa da, yine de yaşamın anlamını öğrenmeyi bahşetmedi bize. Yaşayan bütün insanlar, milyonlarca insan, yaşamın anlamından hiç şüphe etmiyor.
Tolstoy
Bilgelerin bilgelikleriyle Onaylanmış olan bilgim bana şunu göstermişti ki, dünyada var olan canlı cansız her şey son derece bilgeciydi; yalnızca benim durumum çok aptalcaydı. Bu Ahmaklar, yani İnsanların büyük bir çoğunluğu, dünyadaki canlı cansız tüm varlıkların yapısı hakkında en ufak bir şey bilmeden yaşıyorlardı. Fakat sonuçta bu insanlar yaşıyorlardı ve yaşamlarının da son derece akla uygun şekilde düzenlenmiş olduğuna inanıyorlardı.
Ancak ben bunu da yapamazdım. İhtiyarlık, acı ve ölümün var olduğunu bildiğim halde Sakya-Muni gibi ava gidemezdim.
Bunda yanılma yok; Her şey boş ve Ölüm yaşamdan çok daha iyi. İnsanın yaşamdan kendini mutlaka kurtarması gerek. Hiç doğmamış olana ise ne mutlu.
Tolstoy
Kalbimizde Allah'ın (c.c) nuru vardır. Onun adı da vicdandır.
Tolstoy
Resûlullah Efendimiz şöyle buyurdular;
Bir gün Resûlullah etrafındakilere sordu: "Bir kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?" "asla, atmaz!" dediler. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v) : "işte Allah Teala kullarına, bu kadının yavrusuna olan şefkatinden daha merhametlidir" buyurdu.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) buyurmuşlardır ki;
"Dünya ve dünyaya ait her şey süslü yaratılmış, fakat en değerli ve güzel olan saliha kadındır."