Aynanın karşısına geçmiş etraftaki tüm objeleri görüp izlerken kendi yansımanı arayıp bulamamak.
Büyülü bir kitaptı.
Öncelikle şu an toplum olarak okurken aranılan en önemli özellik olan hızlı okuyabilmeyi (kitabın sarması) karşılayacak bir kitap. Kendini okutuyor ve satırlar arasında kayboluyorsunuz. Bu aralar uzun soluklu kitaplar okuduğum için bu bilgiyi vermek istedim.
Aynaya baktığında kişiliğini görebilir misin? Karakterini, gözlerinin içini..
Yoksa gördüğün sadece elbiseler, renkler, süsler ve boyalar mı?
Kendini aynanın karşısında görmek istediğin şekle sokmayı önemsemiyorsan ne önemi var ki aynaya bakmanın?
Bir gün aynada "kendinden başka" her şeyi gördüğünde sorguladığın şeyin sadece aynanın sırrı mı yoksa varolan bir körlüğün mü olduğunu düşündüren bir kitap.
"Kişi ayakta kalabilmek, hayatına devam edebilmek için omurgasızlaşmayı, kaygısız, tepkisiz kalmanın yollarını seçiyordu. Bir çeşit körlüktü bu da."
Bir korku ile büyülü bir aynayı yok etmeye çalışırken, kaçmaya çalıştığı her şey ile birebir, geçmişini yanına alarak yüzleşmek zorunda kalan Artemis, ülkesindeki korkunç olaylardan, çevresinden koşarak uzaklaşmış ama 7 tane ayna kapısı ve seçtiği kapı ile büyük ve büyülü bir yüzleşme.
Belki de ayna sensiz değildir sen körsündür.
"Aynada gördüğünüz piksellerin peşine düşürecek, ve 'yüzünüze şekil veren kahramanlarınızı' düşündürecek bir kitap."
Görmek istersen görürsün.
#bensizayna #yiğitkulabaş #bookstagram #booklover #karakargayayınları #karakarga