Eğer inanmasaydım, evet çok korkardım ama öte tarafta her şeyin daha güzel olacağından kuşku duymadığım için, huzurluyum. Ölecek olan bedendir nihayetinde, ruh sadece mekân değiştirir.
Kitap okurken, acılarını sadeleştirmeden yazanlara tesadüf ettiğim zaman şunu idrak ediyorum en çok: Böylesine yoğun bir acıyla muhatap olan sadece biziz sanıyoruz ama çok şükür sandığımız kadar yalnız değiliz.
Giderek zenginleşen, dünyada kendinden başka her toplumu bir beygir sayan Batı, söz konusu beygirlerin hepsinin dizginini eline almıştı. Devamında kendisini yeryüzündeki tüm milletlerin terbiyecisi ilan eden bu efendi, başta Müslüman nüfusun yaşadığı coğrafyaların ağzına birer birer elindeki yaldızlı dizginleri geçirdikten sonra, beygirlerin hepsine aynı ismi (sömürge) vermiş, sonra da toprakların paraya dönüştürebileceği her karışımı sömürmeye, semirmeye başlamıştı.
Ama normal neydi? Kime hangi ölçütler doğrultusunda normal olma nişanı veriliyordu? Ayrıca delilikten daha mı iyi bir şeydi bu hal, bunun üstüne kafa yormuyordum.
Dünyanın iflah olmaz maddeselliğini temsil eden her şeye, başkalarının hayatlarını, hikayelerini, çöllerini, bilinçlerinin altında ve üstünde hareket halinde olan renkleri didikleyerek ya da kitap okuyarak direniyordum.
Ruhumun ortasına çöken gitme arzusuna bir süre sonra mukavemet gösteremedim ve oraya gitme isteğiyle ayağa kalkmaya çalıştım fakat ne zaman yürümeye yeltensem dönüp dolaşıp bu dev yarayı, kendimi, tavaf etmekten öteye geçemedim.
Agatha Christie okuyorum. Kısa sürükleyici bir kitap. Aynı zamanda ilk cinayet romanım. Akıcı ve merak uyandırıcı idi. Sonu da çok basit bitti derken son anda beni şaşırttı.Tavsiye ederim.
On KişiydilerAgatha Christie · Altın Kitaplar · 202132,4bin okunma