Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eğer Kozan'ın mesleği bir pezevenklik olsaydı ilişkileri mükemmel derecede ilerlerdi.
Reklam
Tezgahtarların zorluklarından biri tekrardır. İnsanın en zor dayanabildiği çalışma koşulu olan tekrar, sağlıklı bir aklın ani ölümüne neden olur. Aynı cümleleri aynı mimikler eşliğinde iki bin kez duymuş olan tezgahtar, artık ne dendiğini duymuyordur. Başka konular üzerinde yoğunlaşıyor, karşısındakinin banka hesabında ne kadar tramı olduğunu ya da yanındakinin vardik rengini tahmin etmeye çalışıyordur. Kimseyi duymayan tezgahtar, konuşmanın hangi bölümünde olduğunu karşısındakinin yüz ifadesinden anlar.
Dünya bir tezgahtır. Tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak ölünce anlaşılır.
Kimin tezgâhtar olduğu tezgâhın sonunda belli olur.
Reklam
Yalan söylüyordu. Adının ne anlama geldiğini bilmiyordu.
Kadınların rüyasına her açıdan girebilecek bir yakışıklılığa sahipti.
Reklam
Sessizliğine karşılık ona kadın önermişti.
Ne dayasam alıyor. Önce yüzük sonra pırlanta.
Bütün sırları öldüğü gün ortaya çıkacak insanlardan olan Filika İshak, evli, dört çocuk babası ve oğlancıydı. Lakabının fonetik olarak fiili livatayı çağrıştırması tesadüf değildi.
Yeni tanıştığı insanlara bile doğduğundan beri adam gibi yemek yiyemediğini, yoksulluğu yüzünden akşam yemeklerini misafirliğe gittiği komşularda geçiştirdiğini anlatırdı. Filika İshak’ın yirmi bir kilo hası ve Bedesten’de yedi dükkânı vardı. İnsanları kazıklamak için bulduğu tezgâh, deliyi oynamaktı.
Sürekli küfreder, bağırarak konuşur, Ermenilerden, Türklerden ve herkesten nefret ederdi. Sadece Atatürk’ü severdi.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.