Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mamoste

Mutluluk, talihtir. Arayarak bulunacak bir şey değildir; isabet etmesi gerekir.
Reklam
Sana fikri mukavemette bulunamayabilirim ama seni, fikrini izah şiddetinde öldürebilirim.
Başıboşluk, tekâmülü tamamlanmamış tercihlerdir. Alternatifler ziyadeleştikçe oluştuğu varsayılan tercih hürriyeti ise üst bir ideale hizmet etmediği sürece bahsolunan mevzuyu terkip etmektedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aslına uygun davranmak yaratılmış olmanın değil var kalmanın emâresidir.
Dünya hayatının çiğliği üzerine inşa edilen pervasız inançlar, süreğen kavgalar, adavetin meşru hakkını tüm mert şahsiyetlerin omzuna yüklemektedir. Duyulduğunda öfkeye, karşılaştığında yıkıma, görülmesi karşılığında ise utanca sebebiyet veren her ne varsa bu çiğlik içinde yeşeriyor ve taraftar topluyor. O halde ne diyedir bu miskinliğimiz? Korkumuz mudur yitirmeye değer olmayan yoksa topladıklarımız mı?
Reklam
Ölüm, telaffuzu zalim bir dudağın cinnetinde gizli. Şimdi hatrı sayılır bir yaşam için yalnızca ölmek gerekir.
İfrit olduğum bir laf vardır: kendi kendine yetmek. Sen kimsin de kendi kendine yetiyorsun. Zayıflık kötü bir şey mi? Bizim varoluş biçimimiz bu; başkasına muhtaç olarak dünyaya geliyoruz.
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
Sevgiye Dair
Hiçkimse kendinde olmayanı başkasına veremez.
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
Beklenti ve arzuya dair
Verenin verdiğiyle alanın aldığı hiçbir zaman denk değildir.
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
Hali vakti yerinde olmanın, ilme sarılmanın, mal biriktirmenin, insan tanımanın, insanlığa yaranmanın; bu seyir içinde var olmaya dair hiçbir katkısı yok. Var olmanın kendinden oluşunu temenni etmemiz gibi saçma ve ehemmiyetsiz bu kavga. Nasıl olsa sabaha uyanmamızın gerekçesi basit bir saatin feryadıdır. Ne yaşanırsa yaşansın; ruhumuzu teslim edenin hatrına dönmüyoruz maziye, bu yüzden arzulamıyoruz hiçliği. Zira kimsesizlik, şu terakki beceriksizliği yalnızca ilk düğümü atanın inayeti ile halollabilir. Talebimiz, yazarın "şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana ya rabbi" nidasında ve sıradanlığın farkındanlığı nispetinde göğe yükselmektedir.
Reklam
Sineme oturan şu sinsi yorgunluk, boğulmama mani oluyor sırf yaşamak için.
Gerekçelendirilmemiş bir duygu, yalnızca, aynı duyguyu muhataptan temin edebilmek için vücut bulur. Yani lütuf dilenebilmek için hürmet ediyordur. Söz gelimi, bir kimse neden saygı duyduğunu bilmiyorsa muhtemelen önemsenmek, dışlanmamak kaygısıyla saygı duyuyordur.
Kelam dilde değil kalpte dövülünce keskinleşir. Kalpten ayrı kalan dilin misali, muhatabı nerden vuracağını bilmeden kılıcını savurmak ve onu kan revan içinde bırakmaktır. Kılıcı savuran nasıl ki ellerdir, desteği bacaklar ve gözlerdir; kelamı savuracak olan da kelimelerdir, kalptir, marifettir. Zira bazen savaş meydanında da olsan yaralamaman gerekebilir. Nitekim usta bir el ile dil arasındaki benzerlik, nereye vuracağını bilmek ve alt ettiğinde öldürmemeyi de tercih etmek ihtiyarında saklıdır.
Hevesleri gölgesine hapsolmuş, inancı toprağa sinmiş olanlar, duyun! Bir gün yeryüzündeki zulmü yarmak üzere o meşhur savaş tahakkuk ederse, gözü oyulan kadınlar adına, bacakları ip yumağına dönen çocuklar aşkına; secdede başı kesilen erlerin inadıyla demirden kanlar akacak damarlarmızdan.
Dinin iç dinamikleri olan ibadetler yalnızca Allah'ın emri olduğu için eda edililir. Davranışları tashih etmek, hayra sevk etmek için değil. Zira kuran, ibadetlerin yanısıra insanları müstakil davranış bütünü olan salih amel işlemeye de mecbur eder. Bu sebeple İbadetler, ihlaslı şekilde eda edildiğinde tezahür edecek olan faziletler, ibadetin gayesi değil yalnızca tabii bir sonucu olabilir.
162 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.