Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
407 syf.
10/10 puan verdi
Bu zamana kadar yazılmış birçok aşk ve sevgiye dair eserlerin temelini oluşturan mükemmel bir esermiş. Bu zamana kadar okuyamamış olmamın hüznünü hissettim kitabı bitirince. Tasavvufla ilgilenenlerin muhakkak okuması gereken bir eser. İlgilenmeyenler de okumalı tabii ki çünkü yukarıda belirttiğim gibi aşka ve sevgiye dair birçok eser bu kitaptan muhakkak bir alıntısı vardır. Bunu belirtmeseler de bu böyledir.
Eserin çevirisi gayet açık ve anlaşılır. Orijinali beyitler şeklinde olduğundan her cümle bitiminde hemen alt satıra geçişler yapılmış. Düşünenler için çok ibretlik hikayeler var.
Okumak isteyip de erteleyenler hiç fırsat beklemeden okusunlar. Ben eseri temin edeli çok olmuştu bir türlü okuyamamıştım ama sağ olsun @ACZ0 Hocamızın teşviğiyle uzun bir sürede de olsa hamdolsun okuyup bitirdim. Böylesi değerli eserler bence kısa sürede okuyup tüketilmemeli. Sindire sindire okuyup içselleştirilmeli. Okuyacak olan değerli okurlarımıza şimdiden istifadeli ve güzel okumalar diliyorum. Kitapla kalın…
Kitabı, 11 Haziran 2019 da okudum neden mi şimdi inceleme yazıyorum;
Kütüphanemde göz gezdirirken denk geldik. kitap ile ilk karşılaştığım ana gittim. Okuduğum kitapları tekrar tekrar elime alıp not aldığım, altını çizdiğim yerleri incelemek çok hoşuma gidiyor. Kitabı okuduğum gündeki duygularım canlanıyor ve farklı bir aleme gidiyorum adeta.
Kuşların Dili anlamına gelen Mantık Al-Tayr büyük mutasavvıflardan Feridüddin Attar'ın manzumesidir. Yalın ve akıcı bir üslupla yazıldığı için kalın olması göz korkutmuyor. Olaylara bağlı olarak anlatılan çeşitli hikayelerle süslenmiştir. Bu hikayelerin teması ise genelde dünya hayatının geçiciliği ve Allah aşkıdır. Kitabın içeriği ise: Padişahsız kalan kuşlar Süleyman peygamberin mahremi ve postacısı Hüdhüd'ün kılavuzluğunda Simurg'u kendilerine padişah olması için huzuruna giderler. Bu yolda yedi tane vadi vardır. Bunlar: talep, aşk, mârifet, istiğna, tevhid, hayret, fakru fenâdır. Sonunda yalnız otuz kuş Simurg'un huzuruna varır. Bu makama geldiklerinde ise gördükleri kendilerinden başkası değildir...
Kesinlikle ve kesinlikle herkese tavsiye edebilecegim cok guzel bir eser... Insani kendine getirecek, kendiyle hesaplasmasina vesile olacak bir kitap... Tasavvuf ilmini akici bir uslup ile hikayelestirerek anlatmis müellif. Biraz tasavvuf bilginiz varsa cok buyuk lezzet alarak okuyacaginiza inaniyorum. Oyleki kitap bittikten sonra buyuk bir bosluga dustum gibi hissettim kendimi... Kesinlikle ve kesinlikle listenize alip en yakin zamanda okumanizi oneririm. Zira bir kez okunup kaldirilacak bir kitap degil. Belki on belki yuzlerce defa okunulacak, her okundugunda baska sırların aralanacagi bir kitap oldugunu dusunuyorum ki Feridüddin Attar'da boyle soyluyor... Daha ne diyeyim almakta gecikmeyin, en yakin zamanda okuyunuz insallah... _
Kuşların dili... Dünyadaki tüm kuşlar bir araya toplandı. Gelelim bu toplanmanın amacına, yoluna ve sonucuna:
Kuşlar kendilerine bir padişah seçmek amacıyla bir araya toplanırlar. Bu arada Hz. Süleyman'ın kuşu olan Hüthüt gelip, onlara zaten bir padişahları olduğunu bu padişahın adının Simurg olduğunu söyler. Kuşlar, Hüthüt'ü kendilerine kılavuz seçip Simurg'u arama, bulma yoluna girerler. Önlerinde ki yedi vadiyi aştılar mı hedeflerine ulaşacaklardır. Bu yolda bir çoğu öldüğünden veya pes ettiğinden otuz kuşla beraber vadinin sonuna gelirler. Fakat Simurg'un aslında kendilerinden ibaret olduğunu gördüklerinde şok olurlar. Artık ne yol, ne yolcu ne de kılavuz kalır.
Kuşlar hakikat yolunun yolcularını, Hüthüt mürşitleri Simurg ise Tanrıyı temsil eder. Temsili olarak vahdet-i vücut anlayışını anlatan 4724 beyitten oluşan bu mesneviyi ben çok sevdim. Umarım sizlerde seversiniz. Kitap bittiğinde şöyle dedim: Dünyanın içinde sana yer var mı?
Vahdet-i Vücud
“İstek vadisi, yola çıkmanın ilk şartıdır, neye talip olduğunu bilerek aşılır. Aşk vadisi; himmet, gayret ve şevkten oluşan büyük bir tutkuya sahip olarak aşılır. Marifet vadisi; yolda kendini bilerek, kendinden hareketle eşyayı tanıyarak, neye hizmet ettiklerini bilerek Allah’ın hudutlarını idrak ederek kendi haddini bilme noktasına gelince aşılır. İstiğna Vadisi ise Allah’tan başkasından bir şey istemeyerek, O’ndan başkasına muhtaç olmadığını bilerek aşılır. Tevhid Vadisi; Çokluktan vahdete yürüyerek yani birliği seyrederek, insanın baktığı her şeyde Allah’ı görmesiyle aşılır. Tevhid Vadisi’nden geçen, Hayret Vadisi’ne ulaşır. Buradaki hayret şaşkınlık değil, Allah’ın yarattıklarına, kendisine olan hayranlıktır. En sonunda ise Fakr-u Fena Vadisi’ne varılır. Bütün vadilerden geçen insan her şeyi Allah’la bütünleştirmeye başlar. Her şeyde Allah’ı görür. Bu kendi benliğini ortadan kaldırmaya varır. Kitabın sonunda kuşlar Simurg olarak tecellide aynada kendilerini görüyorlar. Burada vahdet-i vücud meselesine derin atıflar var.”
Kitabın sayfalarında, kuşların her birinin yol boyunca kendilerine göre ürettiği mazeretler, Hüthüt’ün hepsine mantıklı açıklamalar yaparak bıkmadan usanmadan yedi vadiyi aşıp, yolun sonuna ulaştırma gayreti size insanoğlunun ne kadar mazeretçi olduğunu gösterecek. Sadece bu açıdan bile muhakkak okunması gereken bir eserdir.