Herkesin yürüyüşü kemalincedir; herkesin yakınlığı halli halincedir.
Hiç kimse yoktur ki, yolun uzunluğu yüzünden gönlü karışmasın, acayip bir hale düşmesin!
Eğer sana gayb âleminden bir göz bağışlarlarsa, o vakit aşkın aslı nerdendir, görür, bilirsin!
Başkalarına, sevgili yarın görünecek diye vaat etmişler, başkalarını yarına salmışlardır. Amma âşıkın bugünü yarındır. O, sevgiliyi burada seyreder!
Âşık, bir an bile işin sonunu düşünmez. Hiçbir şeye aldırış etmez; yüzlerce cihanı yakar, yandırır!
Âşık; ateş kesilen, hararetle koşup giden, yanan, yakılan ve alev gibi yücelip baş çeken kişiye derler.
Bir gönülde istek yok mu; o gönül gökler kadar geniş olsa, yine kanlarla doludur!
İsteksiz kişi şaşkındır... Hâşâ, onun canı yoktur; cansız bir suretten ibarettir.
İsteklilere çok sabır gerek. Herkes sabırlı bir istekli olamaz ki
İçte bir istek meydana gelmedikçe, nafenin göbeğindeki kan, misk olamaz.
İnsana istekte sabırlı olmak gerek. Fakat dert ehli, nasıl olur da sabredebilir ki?
İster istemez sabret, sabırda ayak dire. Olur ya, belki birisinden öğrenir, yolunu bulur, bilirsin!
Er gerektir ki, dilesin, beklesin de bu istekle, bu bekleyişle her an yola canlar feda etsin!
Böyle er, ne bir an istekten ayrılır, ne de bir an istirahatine imkân bulunur!