Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
bize sözlerimizden çok, yüreğimizden anlayan gerek... az ağlıyoruz, dünya bu yüzden bu kadar kirli. asıl marifet buluttaydı, ama herkes yağmura şiir yazdı. bulutlar açmadı bugün, ey mavi gök orada mısın?
bize sözlerimizden çok, yüreğimizden anlayan gerek... az ağlıyoruz, dünya bu yüzden bu kadar kirli. asıl marifet buluttaydı, ama herkes yağmura şiir yazdı. bulutlar açmadı bugün, ey mavi gök orada mısın?
Reklam
Durmadan akıp geçiyor acımız, Boğazımız kan kusmak istiyor her şeye. Tek kelime uğruna gökyüzüne bıraktığımız umutların adıydı Kimi aşk der kimisi sevgi der asıl marifet bu değil ki Doğa çözümsüzlük uğruna yaşıyor sanki Tabiat birşeyleri değiştirmez mi hiç? Mesela kapıyı söküp çiçekli pencereler taksın, Ola ki ruhumuz yorgunluğumuzu def edebilsin.
Murat Kurum kimdir?
Sera Kadıgil'den dinleyelim; Bu seçimi bir cümleyle özetlemem gerekirse, umutsuzluk lüksümüzün olmadığı bir seçim. Ve İstanbullu bir kadın olarak da konuşmam gerekirse, Murat Kurum gibi bir şey var şu an burda. Bu insan, bu ülkede yaşayan en az 50.000 insanın baş katillerinden bir tanesi. Daha bir sene oldu, Hatay'da onlarca insanın cenazesine dahi ulaşılamayalı. Biz Lütfü Savaş'ı sevmiyoruz Hatay'da, malumunuz karşısına aday bile çıkardık, çok da mutluyum bunu yaptığımız için ama... O Lütfü Savaş ki, kendisini şöyle savunuyor; Ben belediye başkanıyken şu kadar yerin hasarlı olduğunu ve ilk depremde yıkılabileceğini tespit ettim, bunu dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına (Murat Kurum'a) bildirdim. Onlar hiçbir şey yapmadılar. O bakan Murat Kurum'du ya. Bu insanı aldılar, hiç utanmadan, daha biz en az 50.000 insanımızı toprağın altına yeni koymuşken, sanki bir marifet becermiş gibi, İstanbul’un başına aday olarak getirdiler. O yüzen İstanbulluların seçiminin çok net olduğunu düşünüyorum.
Seni Kovuyorum SOYTARI (Öykü)
Treatland'da o gün de her şey bir önceki gün gibiydi... Tek bir şey dışında. Soytarı sabaha kadar uyuyamamış yatağında bir o yana bir buyana dönüp durmuştu. Sabahın yaklaştığını haber veren horozların ötüşüne ilk kez bu kadar çok sinirlenmişti. Nedendir bilinmez çocukluğundan bu yana pek de haz etmezdi horozlardan ve horozları anımsatan
bu adamlar, büyük adamlar... bu adamlar bu zamana kadar ne istediyse almış. çok büyükler... bir zaman gelmiş, öyle büyümüşler ki cüsselerinden yeri göremez olmuşlar. bu adamlar bizi göremezler. bizler küçüğüz, eziliriz. mucize bekler, dileniriz. bu adamlar tanrı için çalışır, çabalar sonra tanrılarına bile resti çekerlermiş. düşün ne delice büyüklermiş. bizim çoban ne yapsın? bir gün olsun kafasını mı kaldırabilmiş bey'ine? beyim demiş, el pençe divan durmuş. bunu da marifet bilmiş. bir gün olsun gözü yemiş mi, güneşe üryan bakmaya? bizimkiler adam mı, bilmem. biz adam mıyız, bunu da... hatta ben adam mıyım, bunu hiç bilmem. elime taşı almam, göğe fırlatmam, büyük adamı huzursuz edişim bile gelmiyorsa elime. nasıl ispat edeyim adamlığı kendime? hoş, büyük adamlar sanki cüsselerinden mi böyle? bugün yerin dibine sokalım, yarın daha gür çıkarlar. onların inançları var. onlar, kendilerine inanmışlar. bizim gibi hurafelere, batıla değil. onların inançlarının büyüklüğü, yanlışı bile yüceltiyor. bizim inanışımızdaki soysuzluk, bulutları eleyip sis ediyor. biz alçak kattayız. alçağız. onlar, koca adam. onlar göklere salıncak kurmuş ve istediği kadar geçsin vakit. ne göklerden bir yardım gelir imdada ne bir çocuk sevinir. bizler, o adamlara aşağıdan baktıkça, bizden daha çok adam devrilir.
Reklam
Olur mı bir gün aceb fasl-ı nev-bahâr-ı ferah, Eser mi gülşen-i hâtırda rûzigâr-ı ferah . AÇIKLAMA : Acaba bir gün ferah baharının zamanı gelir mi? ( Acaba ) hatır gülşeninde ferah rüzgârı eser mi?
184 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.