Hayat yolunda yolsuz kalmak
Hayatta bir şeyler elde etmek isteyen ama bunun için ne kadar çaba gösterse de acı içinde olduğu yerde kalan Martin, pes etmeyerek mücadelesi sonucunda istediği konuma gelir. geldiği konumun hayallerindeki yerin olmadığını anlar. Bu yere gelene kadar aşkının acısını, çalışmaktan yara olan ellerini, yüreğindeki kırıkları unutmak zorunda kalır. çok çalışırsan istediğin konuma gelebilirsin, istersen başarırsın. Mesele bazen sadece azim ve tutkudur. Yazarlık Yolunda olan kişilerin mutlaka okumasını tavsiye ettiğim bir eserdir. Hatta bu hayatta bir amaca hizmet etmek isteyen herkesin okuması gereken bir eserdir.
" + Hey, martin! İyi misin? Neler oluyor?.. -Pek bir şey olduğu yok. Pek bir şey yapmıyorum. Pek kimseyle görüşmüyorum. Nasıl bu hale geldim? Gerçekten bilmiyorum.."
Reklam
Sizin de Martin Eden okurken, karaktere hayranlığınız artıyor mu? Ben bunu en son Sabahattin Ali okurken yaşamıştım. Bir tanışma hissi, bir heyecan ve tabi ki kitabı elinden bırakamama hali...
Eveet, böylece Martin Eden kitabı biter. O başlarda ki sevinç ve yaşam dolu olan, tek hayali Ruthla evlenip en iyi yazar olmak olan Martinin hayalleri gibi yıkıldı kitabın etkisi üstüme…
Neden mi kitap okumak?
Benim hayat bulduğum en güzel yer kitaplarım. Hayat buluyorum. Hayatlar. Benim hayatım değil aslında bulduğum. Ama en azından gerçek hayatımda bulunamayacak şeyleri istediğim yerden izleyebilirim. Bazen izleyici, bazen kahraman olabilirim. Bazen katil, bazen melek, bazen cumhurbaşkanı ya da bazen sadece bir kedi olabilirim. Ama her türlü olabilirim. Sevebilirim, sevilebilirim ya da sevilmeyebilirim. Bazen yalnız bazense çevresi mükemmel bir insan olabilirim. Bir Martin, bir Jude ya da bir Fuqui kadar acı çekebilirim. Ya da bir Raif olup ondan daha fazla pişmanlık duyabilirim. Dazai'nin, Tolstoy'un, Camus'un, Namık'ın veya Sabahattin'in hatta Agatha'nın ve daha bir sürü zihniyetin içinde varolan bir kahraman olabilirim. Değil mi? Olabilirim. Var olabilirim. Hiç olmadığım kadar. Hiç olamayacağım kadar. Sadece üzerine zarif bir elle mürekkep dökülen birkaç sayfaya ihtiyacım var.
1 Aralık 1955 Perşembe… ABD’nin Alabama eyaletinin Montgomery şehrinde Rosa Parks adında 42 yaşındaki ufak tefek siyahi bir kadın terzi şehir fuarındaki işinden akşam saat 6’da çıktı. Çok yorgundu ve tek istediği bir an önce evine ulaşmaktı. Belediye otobüsünün ortasındaki “değişken” statülü koltuklardan birine oturdu. Montgomery belediye
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.