Düşündüm:” Gökte herkesin bir yıldızı olduğu doğruysa, benimki çok uzakta, karanlık ve pek önemsiz bir şey olmalıdır. Belki de benim hiç yıldızım yok!”
Ama karşındaki insanda öfkenin üstü örtülmüşse, böyle bir şey hissetmişsen, dikkatli olmalıydın. Bastırılan öfke, daha somrası için tehlike yaratabilirdi.
20.yüzyılda bir savaş. Savaşın getirdiği travmalar, mahvolan hayatlar, yitirilenler ve geri gelmeyecek olanlar…
Suada sadece dehşeti yaşayan binlerce kadından biriydi. Binlerce mahvolmuş hayattan biri. Binlerce zorluğa göğüs germiş biri. Okurken onunla beraber yaşadım savaşı, beraber gözyaşı döktüm . Gözyaşlarımla ıslandı sayfalar.
İncir Kuşları 20. yüzyılın sonlarında yaşanmış kanlı vahşete ışık tutuyor ve o dönemde yaşanılanları anlamamızı sağlıyor. Sırf etnik kimliği yüzünden insanların nasıl ayrıştırıldığını, ötekileştirildiğini ve birbirlerine kırdırıldığını tüm gerçekliğiyle anlatıyor.
Ders çıkarılması gereken bir dönem, o dönemi tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir kitap…
Gözyaşları içinde okudum. Herkesin okumasını tavsiye ederim.