‘Çoşku’ , ‘tutku’ dedim; bu duygularla, şunu isteyerek giriştim hayata: Tanınmak.
İnsanların, hele, yakınlarımın, beni tanıması, yaptıklarımı görmeleri, ne yaptığımı anlamaları.
— Bak, sevmesi, saymaları demiyorum; amacımda, birçoklarının yaptığı gibi, kendisini şöyle şöyle göstermek, şu şu gibi görünmek, haketmediği bir sevgi bulmak, layık olmadığı bir saygı görmek değildi. Beni ben olarak tanısınlar, bilsinler istiyordum. Gençtim, dopdoluydum; büyük işlere girişmek, gücümü sınamak, başarıya ulaşmak istiyordum. Bunları yaparken de nasıl bir kişi olduğum ortaya çıksın, gözüksün istiyordum — işte, etrafımdakiler de bu kişiyi, bu “ben”i görsünler, kişiliğimi anlasınlar istedim. Sahici olmak; sahiden anlaşılmak, tanınmaktı, istediğim.