Bütün bunlar insanın içine bu kadar işleyip,bu denli acısına ortak ettirir mi? Evet ettirir. Şiirler gözyaşları içinde okunabilir mi? Evet okunur. Bu derin sevdaya, bu sadakate, bu emeğe, bu vefaya bunca özenilir mi? Evet özenilir. Bu soruların hepsinin cevabını verdi bana Şükrü Erbaş, bu kitabı ile halbuki daha yeni tanışmıştık kendisiyle.
Teşekkür ederim Yaren hanım. Şükrü Erbaş'ın bende yarattığı etkiyi aksettirebildiysem ne mutlu. Diğer kitaplarını okumadım henüz ama bu kitabı muazzamdı. ^-^
Uzun sayılabilecek bir incelemenin ilk satırındayım... Ahmet Erhan için inceleme yazmak benim için fazlasıyla zor. Ne yazsam eksik kalacak, biliyorum. “Yazsam olmuyor, yazmasam olmaz” yani. Darılmaca gücenmece olmasın diye belirtmek istiyorum. Yazacaklarım daha çok benim Ahmet Erhan’la olan hikayemdir. Dileyen okumayı burada bırakabilir.
“Her
Sanırım Ahmet Erhan okuma vaktim gelmiş geçiyor bile. Yüreğine kalemine sağlık incelemeni bir solukta okudum ama buna yalnızca inceleme demek bence hafif kalır. Bendeki de bir yorum öylece. :/ Bir şair, iki hayat, ve ortak bir acı ile tanıştırdın bizi kendi adıma tekeşekür ederim.Şairleri şiirleri sahiplenmemiz gerektigini bir kez daha fark ettim. O dizlere gizlenen duygular hepimizin, şairler bizim dünyaya açılan sesimiz...
"Sustuk kendi içimize gömüldük. "
-Ahmet Erhan
...
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.