Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mezara doğru yürürken, rüzgar pelerinini hafifçe omuzlarından aldı ve yere düşürdü. Umursamadan, sevdiğini gömdüğü toprak üzerinde büyüyen o garip ağaçtan gözlerini ayırmadan mezara doğru yürümeye devam etti. Ağacın yanına geldiğinde hasretle elini kaldırdı, dokunmak istedi lakin ellerindeki kanı, lekeleri fark etti ve dokunmaktan hayâ etti.
Yarım kaldım hemde fazlasıyla :) Hani terzi kendi söküğünü dikemezmişya o misal benimkide.. Herkese iyi gelip kendi yaralarımı sarmayı başaramadım 18 yıllık ömrümde. Düştüm kalktım. Bu sefer daha sert düştüm ama yine kalktım. O kadar acımasızki hayat, kendi benliğimi unuttum, unutmak zorunda bırakıldım. Gökkuşağı çıksın diye yağmuru isteyen kız, şimdi ise siyaha aşık. Onca renk varken neden siyaha aşık olurki insan! Denedim farklı renkleri sevmeyi. Özelliklede maviyi :) Istemedi renkler beni. Yakıştırmadılar kendilerine. Koskoca dünyada siyah seçti beni.
Reklam
Yüzüm maviye asık Bedenim o maviyi yaran aç martıdan dahi sıska. Heyecanlar kopardı içime, varınca şehrine Şimdi ise hicran. Yoldaki tabelaları görmezden de gelsem, Kendimi rüya alemindeymişim gibi kandırmaya çalışsam da, Durduğum terminal senin şehrin Ayak bastığım yer senin şehrin, Ayak bastığım coğrafya senin coğrafyan, Kimbilir belki de kafamın üstünde ötüşen kuşlar senin yanindan gelmekteler, Ve kimbilir yine, belki bir tanesi senin cam kenarına veyahut avucuna konuk olmuştur. Offf, inan bana hiç çekilir birşey değil bu. Unutkanimdir hem de çok unutkanım Ama kapanmayan yaralar var, o yaraları unutmak ölüm demek. #Poyraz
Yaralı kuşum...🕊️Ağlayamıyorum😐...Daha doğrusu ağlamak istemiyorum :). Sanki ağlarsam🥺,gözümden düşen yaş💧 değil de sen olacaksın gibi geliyor bana...Sanki sildiğim göz yaşım 💧değil de sana olan sevgim ♡ olcakmış gibime geliyor,o yüzden ağlayamıyorum .(: Düşünüyorum da,belki sen de bu yüzden ağlamıyorsun.Ağlamak onu gözlerinden 👀akıtır
Yorulur, neyi özlediğini bilmeden özleyenler..
"İçini ürperten, akşamın turuncu ışıkları altında yalnızlığın soğuk nefesi değildi. Geçmişten kopup gelmiş bir hatıranın uzaklara dalıp giden bakışlarında canlanmasıydı ansızın. Ritmi değişen kalbine ne zaman geçmişti ki sözü. Mavisine hiç doyamadığı gökyüzüne uzun uzun bakarken ciğerlerine dolan tertemiz bir hava değil de sanki boğazını yakan bir şiirdi. Yorgun ayakları taşıyamaz olmuştu sanki bedenini. Saçlarının arasından usulca esen rüzgâra seslenmek istedi bir an. Gitme kal demek istedi. Unutmak istediği ne kadar dün varsa dikilivermişti karşına. Eski bir şarkı gibi kulağına gelen çocuk sesleri içine umut ışıklarını yaksa da ne olduğunu anlayamadığı bir sızı göğüs kafesinin üzerine çökmüştü. Nefesleri yarım kalıyordu hep. Telaşlı gölgeler arasında kalmış tanıdık bir yüz arıyordu. Sustu. Gökyüzünden gözleri ile topladığı maviyi ellerinin arasında taşır gibi hiç kımıldamadı yerinden. Zamanı durdurmak ister gibi bekliyordu. Bu karamsar hikâyenin içinden son paragrafa geçmek ister gibi huzursuz kelimelerin dalgınlığında bir o yana bir oyana yürümeye başladı. Yüreğine çöreklenen adı konmamış bir özlemdi. Kimi ya da neyi olduğunu bilmeden özlemek.."
Deniz & İnsan
denizin kokusunu özlüyor insan. şöyle buram buram engin derinliğiyle maviyi solumak uçsuz bucaksız kumsal ve gökyüzüyle acılarını bir lahza unutmak. Ömer Yaşar
Reklam
Deniz & İnsan
denizin kokusunu özlüyor insan şöyle buram buram engin derinliğiyle maviyi solumak uçsuz bucaksız kumsal ve gökyüzüyle acılarını bir lahza unutmak. Ömer Yaşar