Mezara doğru yürürken, rüzgar pelerinini hafifçe omuzlarından aldı ve yere düşürdü. Umursamadan, sevdiğini gömdüğü toprak üzerinde büyüyen o garip ağaçtan gözlerini ayırmadan mezara doğru yürümeye devam etti. Ağacın yanına geldiğinde hasretle elini kaldırdı, dokunmak istedi lakin ellerindeki kanı, lekeleri fark etti ve dokunmaktan hayâ etti.
"Belleğin dili yok. Bellek birbirine açılan sonsuz resimlerden oluşuyor. Ama hiçbir şeyi unutmuyor. Hiçbir siyahı, maviyi, beyazı ve bakışı, hiçbir duruşun kabalığını ya da anlahlmaz inceliğini. Ayrıntıları ve kırılabilecek her türlü nesneyi özenle biriktiriyor ve onların elde nasıl tutulacağını iyi biliyor. Bellek kimi zaman unutmuş gibi yapıyorsa bu, acıyı yeryüzünden kal­dırma isteğindendir."*
*İçimden Kuşlar GöçüyorKitabı okudu
Reklam
Belleğin dili yok. Bellek birbirine açılan sonsuz resimlerden oluşuyor. Ama hiçbir şeyi unutmuyor. Hiçbir siyahı, maviyi, beyazı ve bakışı, hiçbir duruşun kabalığını ya da anlatılmaz inceliğini. Bellek kimi zaman unutmuş gibi yapıyorsa bu, acıyı yeryüzünden kaldırmak istediğindendir.
Yarım kaldım hemde fazlasıyla :) Hani terzi kendi söküğünü dikemezmişya o misal benimkide.. Herkese iyi gelip kendi yaralarımı sarmayı başaramadım 18 yıllık ömrümde. Düştüm kalktım. Bu sefer daha sert düştüm ama yine kalktım. O kadar acımasızki hayat, kendi benliğimi unuttum, unutmak zorunda bırakıldım. Gökkuşağı çıksın diye yağmuru isteyen kız, şimdi ise siyaha aşık. Onca renk varken neden siyaha aşık olurki insan! Denedim farklı renkleri sevmeyi. Özelliklede maviyi :) Istemedi renkler beni. Yakıştırmadılar kendilerine. Koskoca dünyada siyah seçti beni.
·
Puan vermedi
Herman Hesse'nin 145. Doğum günü anısına...
Değerli üyelerimizden Demet Gümüş'ün yazdığı inceleme yazısı için kendisine teşekkür ediyoruz :) Yolu arayan kişi yolun ne olduğunu biliyor mu? "Yönü belirsiz bir yolda yürüyen kişi, yeri gelir, yürümeyi bile unutur. Yürümek bile belirsiz hale gelir." der Oruç Aruoba. Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20228,2bin okunma
Yüzüm maviye asık Bedenim o maviyi yaran aç martıdan dahi sıska. Heyecanlar kopardı içime, varınca şehrine Şimdi ise hicran. Yoldaki tabelaları görmezden de gelsem, Kendimi rüya alemindeymişim gibi kandırmaya çalışsam da, Durduğum terminal senin şehrin Ayak bastığım yer senin şehrin, Ayak bastığım coğrafya senin coğrafyan, Kimbilir belki de kafamın üstünde ötüşen kuşlar senin yanindan gelmekteler, Ve kimbilir yine, belki bir tanesi senin cam kenarına veyahut avucuna konuk olmuştur. Offf, inan bana hiç çekilir birşey değil bu. Unutkanimdir hem de çok unutkanım Ama kapanmayan yaralar var, o yaraları unutmak ölüm demek. #Poyraz
Reklam
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.