Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yeliz

Yeliz
@mayra
Doktora Öğrencisi
6 Haziran
32 okur puanı
Şubat 2015 tarihinde katıldı
Bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığını, orada birbirini nasıl sevdiğini ve nasıl öldüğüne bakmaktır.
Reklam
Ama küllerimizden yeniden doğar mıyız? Doğuyoruz; ne yalan söyleyeyim, ölüp ölüp Doğuyoruz.
Garibanlar Musa. Her şehri garibanlar kurar. Başka bir şehirden kovulanlar. Yollara koyulanlar. Yollarda sevdiklerini yitirenler. Umutsuzluğa düşenler. Ölmek isteyipte bir türlü ölemeyenler. Sürünenler. Onlar kurarlar tüm şehirleri. Ve yine onlar yıkarlar. Garibanlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir çocuğu bir şehre sevdirmek, bir şehri bir çocuğa sevdirmekten neden daha zor?
Durup dururken, nedensizce, tüm bağlarından sikinivermiş, köklerini kendi kendine sökmüş, kendi iradesiyle toprağından kopmuş bir ağaca benziyorum.
Reklam
- Ama sonunda kaybeden siz olmuşsunuz. * Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada? - Ama kucağında bir kucak külle kalan siz olmuşsunuz. * İyi ya, boş değildi kucağım. - Ama yandınız, kül oldunuz. * Ama vardım, kül bunun kanıtı.
Ben seni hiç unutmadım ki dedi. İnsan ölümün eşiğinde bile olsa unutulmadığı için seviniyor. Unutulmak çünkü ölümün provası, hatta bin beteri. Düşün. Bir bedenin var yeryüzünde ruhunun eşlik ettiği, yaşıyorsun ama hatırlayanın yok. Oysa ölmüşsen yoksun, umurunda mı artık kim anıyor adına, kim anmıyor.
Gökyüzü gibi bir şeydi bu çocukluk. Hiçbir yere gitmiyor. Gitmedi. Tepemde asılı kaldı ağır yaralı çocukluğum. Kahramanlar bazen böyle yoksunluklardan doğar işte. Yanıp kül oldukları yerden.
Bizim için yaşamak eksilmekte, artmak değil.
Hem benim seni sevmemden sanane? Aşkın has olanı bir karşılığı olup olmadığı ile ilgilenmez. Has aşk, tutulduğu varlıkta bir değeri var mı yok mu umursamaz.
Reklam
Benim hayatım niye girip çıkan adamlarla delik deşik oldu? Kızlarının mutsuzluğu annelerin zaferi midir?
Bazı ruhlar dışbükeydir, bazı ruhlar İçbükey. Biz içbükey ruhlarız, babamla ben. İçimizde doğru kapanırız, istiridye gibi. İçimizin tam ortasında duran, patlamayan, patlayıp da ortalığa saçılmayan ,saçılıp da herkesi kirletmeyen incimiz-çıbanımız kistleşir içimizde. Kistlesen bu inci-çıbanımız varlığımızın özüdür, habis.
Ruhla bedenin birbirinden ayrılması için ille ölmek gerekmez. İnsan yaşarken de ruhuyla bedeni birbirinden ayrılabilir. Ama asıl soruması gereken soru, ruh ve bedenin ölmeden birbirinden ayrılmasının mümkün olup olmadığı değil, bu ikisinin nasıl olup da tekrar birleşebildiğidir.
Çevrene iyi bak, söylese inanmayacağın şeyler göreceksin.
104 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.