Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mazeretin yok, evet, mazeretin yok.
İthaki Yayınları
"Ey namaz kılmayan kişi! Namaz kılmamak için hiçbir mazeretin yok."
Reklam
“... bir patrick fikri var, bir çeşit soyutlama, ama gerçek ben yokum, sadece bir varlık, hayali, ve soğuk bakışlarımı gizlesem de ve el sıkışırken siz elinizi sıkan eti hissetseniz de ve belki hatta yaşam tarzlarımızın benzer olduğunu düşünseniz de : ben burada değilim, o kadar. herhangi bir düzeyde bir şey anlatabilmem mümkün değil. ben kendim bir mamul, bir sapkınlık, bir yanılgıyım. ben temas noktaları olmayan bir insanoğluyum. kişiliğim kabataslak ve oluşmamış, kalpsizliğim oldukça derinlere gidiyor ve de ısrarlı. vicdanım, acıma hissim, umutlarım, eğer var idiyse, çok zaman önce (muhtemelen harvard’da ) kaybolup gittiler. artık aşılacak başka engel yok. beni deliliğe, denetim dışılığa, kötülüğe, acımasızlığa, mutlak bir kayıtsızlıkla giriştiğim bütün bu şiddete bağlayan ne varsa, hepsi şu anda arkamda duruyor. ama hala, tek, iç karartıcı bir gerçeğe tutunuyorum: hiç kimse bir mazeretin arkasına sığınamaz, hiçbir şey bağışlanamaz. gene de suç bulunamaz bana. her insani davranış modelinin bir geçerliliği olduğu farzediliyor. kötülük olunan bir şey midir yoksa yapılan bir şey mi? içimdeki sızı sürekli ve keskin ve hiç kimse için daha iyi bir dünya dilemiyorum. hatta kendi acılarımı başkalarına da yüklemek istiyorum. hiç kimse kaçamasın istiyorum. ama bunun itiraf ettikten – ki defalarca ettim, hemen her eylemin ardından ... ve gerçeklerle yüz yüze geldikten sonra bile, arınma olmuyor. kendimle ilgili daha derin bir bilgi edinemiyorum, bunları anlatışımdan çıkartılabilecek yeni bir anlam. bütün bunları size anlatmam için hiçbir neden yoktu. bu itirafın hiçbir anlamı yoktu..."
...bir Patrick Bateman fikri var, bir çeşit soyutlama, ama gerçek ben yokum, sadece bir varlık, hayali, ve soğuk bakışlarım gizlese de ve el sıkışırken siz elinizi sıkan eti hissetseniz de ve belki yaşam tarzlarımızın bile benzer olduğunu düşünseniz de: Ben burada değilim, o kadar. Herhangi bir düzeyde bir şey anlatabilmem mümkün değil. Ben kendim bir mamul, bir sapkınlık, bir yanılgıyırn. Ben temas noktaları olmayan bir insanoğluyum. Kişiliğim kabataslak ve oluşmamış, kalpsizliğim epey derinlere gidiyor ve de ısrarlı. Vicdanım, acıma hissim, umutlarım, eğer var idiyse, çok zaman önce (muhtemelen Harvard'da) kaybolup gittiler. Ancak aşılacak başka engel yok. Beni deliliğe, denetim dışında, kötülüğe, acımasızlığa, mutlak bir kayıtsızlıkla giriştiğim bütun bu şiddete bağlayan ne varsa, hepsi şu anda arkama duruyor. Ama hâlâ, tek, iç karartıcı bir gerçeğe tutunuyorum. Hiç kimse hiçbir mazeretin arkasına sığınamaz, hiçbir şey bağışlanmaz. Gene de suç bulunamaz bana. Her insani davranış modelinin bir geçerliliği olduğu farz ediliyor. Kötülük olunan bir şey mi? Yoksa yapılan bir şey mi? İçimdeki sızı sürekli ve keskin, ve hiç kimse için daha iyi bir dünya dilemiyorum. Hatta kendi acımı başkalarına da yüklemek istiyorum. Hiç kimse kaçamasın istiyorum. Ama bunu itiraf ettikten —ki defalarca ettim, hemen hemen her eylemin ardından— ve gerçeklerle yüz geldikten sonra bile, arınma olmuyor. Kendimle ilgili daha derin bir bilgi edinmiyorum, bunları anlatışımdan çıkarılabilecek yeni bir anlam. Tüm bunları size anlatmam için hiçbir neden yoktu. Bu itirafın *hiçbir* anlamı yoktu...
Sayfa 470 - İthaki Modern - 72Kitabı okudu
42 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.