O yere bahar geldiğinde birlikte kırlara kaçarlar; dert ve yaraları yüzünden çektikleri ahlarını dağlara ulaştırarak yıldırım gibi bahçelere giderlerdi.
Yalnızlığın Kalabalığı , bir şiir kitabı sadece okunup geçilecek bir kitap değildir, sizden bir parçada anlatır, unutmamak gerekir ki hepimiz aynı havayı soluyoruz...
Anlatamamak veya anlaşılamamak
Yoruyor bizi
En çok da açan çiçekleri
Gelen bahara solduruyor bizi
Ruhumuza bir damla umut düşüyor
Açıyor çiçekler
Ve o çiçekler
Birer birer küsüyor
Umudumuza ve bahara.
Ruh penceremden bakarım kendime
Görürüm perdeler arkasında
Bir muhayyel gibi
Köyümün rüzgârında bir karınca.
Sonra soğuk odalar
Gelir aklıma
Açılır pencerem
Bir uçurum kenarında
Vızıldayan değil o
Bir sinek ötesinde
Yollarda kırık cam parçaları,
Uçan yüzlerce kuş,
Selamlasın seni
Muhayyel ovalarında.
Tefekkür küfre karşı silahtır,
İman kalesinin en uç burcunda.
Hakk’a adanmış bir borç,
Bir dayanak
Koşmasını bilene ayaklar hazır
Bilekler güçlü
Kudret Allah'ın,
Sen Rabb’ine güven!
Tefekkürünü tevekkül eyle.
Ey benim kutsalım
Sen ne hâllere kaldın
Niye dizlerin kan revan?
Yoksa kaybolan şey
Benliğindeki o ahenk mi?
Nicedir özler kalbim seni
Bu hazan bürümüş
Başımıza yıkılırcasına olan
Gök kubbenin altında.