İşte Avrupa ve Amerika gibi teknolojide en modern ülkelerin durumu: Kaybolan onur ve namuslar, zina sonucu yapılan kürtaj cinayetleri, intiharlar!... Burada size içtenlikle bir soru sormak istiyorum:
Allah'a itaati geri kalmışlık olarak adlandırabilir misiniz? Eğer böyleyse biz iftiharla ve şerefle gericiyiz deriz.
Beni bırakma Selma...
(Selma, akmayan yaşlarla, kızarmış gözlerini ileriye dikmiş, hiçbir cevap vermez...)
NİHAD – Bırakırsan ölürüm!..
(Selma başını çevirmeden...)
SELMA – Seni ancak ölmek için bırakabilirim...
NİHAD – Bütün bir ömür böyle mi geçecek?
SELMA – Kimbilir? Hele gelecek ilkbaharda bademler çiçek açmaya başlasın...
NİHAD – Şimdi yaprak dökümü... Sonra kış...
SELMA – Daha sonra ilkbahar...
Biliyorum, tezad içindeyim, aykırı çekişler beni yırtıyor, yaralıyor... Bir sel kenarındayım ki, ne ayağımı sudan çekebiliyorum, ne yürüyüp karşıya geçebiliyorum! Belki gülüncüm, belki budalayım, belki riyakârım... Beni halime bırakın...
Evet, bir can, bir ruh, bir pırıltı, bir buhardan ibaret bu... Kadını - kusura bakmayın, insan duymaya başlayınca şair de oluyor- evet, bu kadını, saçı, kaşı, kirpiği, dişi ve ruhu iğreti insanlar arasında nasıl bulabilirdim?
“Yirmi sekiz yıllık ömrümün son on senesinde kör ebe gibi birşey aradım. Bulduğumu sanıp da gözlerimi açtığım her zaman aldanışların en acısıyla yanıldığımı
gördüm... Bulduklarım, yahut bulduğumu
sandıklarım
bonmarşe malı kuklalardı...”