Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti.. Kapana kısılmışken ayağa kalkmaya çalışmanın tam vakti.
Şunu unutmamalı; bastırılmış her duygu bambaşka bir surette, ummadığın zamanda karşına çıkacaktır. Bir şeyi kendine ne kadar çok yasaklarsan onu o kadar çok istemeye başlarsın. Freud diyor ki; “İtiraf edilmemiş hiçbir his asla ölmez.” Acıyı yaşamaktan korkmayın. Acınızı yaşayın.
Sesimizden bizi anlamayanlar vardı. Bir de sessizliğimizi bile anlayanlar. İnsan susarken daha çok şey anlatırmış da, anlayanı olmazmış. Karşımıza sessizliğimizi bile anlayacak insanlar çıkması ümidiyle..
Hiçbir zaman anlamadı insanoğlu.
Dünya birine kalacak olsaydı Süleyman'a kalırdı.
Ölüm satın alınsaydı Nemrut tutar alırdı.
Çıkmadık canlara derman bulurdu, Lokman Hekim ölmedi mi?
Bu yüzden hiç korkmadık biz, umudumuz hep Allah'tandı.
herkese gereksiz fazla değer verdiğim için hep darbe yiyorum annem de her seferinde sen akıllanmıyorsun herkesi dost mu sanıyorsun diye bir darbe daha vuruyor :'((
Bir insana verdiğiniz değerin, onun gerçekten değerli olmasıyla ya da bunu hak edip etmemesi ile hiçbir ilgisi yoktur. Değer vereceğiniz insanları kendiniz seçersiniz ve bunu yaparken çoğu zaman ne durumda olduklarına aldırmazsınız. Bunun adı tam olarak "değer yüklemesi" dir. Yani ona verdiğiniz değerin kaynağı siz olduğunuz için asıl değerli olan karşınızdaki değil, sizsinizdir. En azından bir süre öyledir. Ama şunu da göz ardı etmemek gerekir: birine gereğinden fazla değer verirseniz eğer, artık sürekli kendinizden verdiğiniz için siz değer kaybetmeye başlarsınız ve onun gözünde ona verdiğiniz değer ölçüsünde değersizleşirsiniz. Soylu ve tutkulu başlayan pek çok yakınlaşmanın son derece sefilce sonlanmasının en büyük nedeni de işte bu durumdur..