İçerdiği devinim ve dinamizmin ona doğru akıp
gittiği bir amaçtan yoksun bir ruhsal yaşam asla tasarlanamaz.
Buradan anlaşılıyor ki, insanın ruhsal yaşamı bir amaçla belirlenir. Bir
kimsenin düşünebilmesi, hissedebilmesi, bir istekte bulunabilmesi, hatta düş
görebilmesi için bütün bunların bir amaçla belirlenmesi, bir amaca dayanması,
bir amaçla sınırlandırılması ve belirli bir yöne yöneltilmesi gerekir.