Sonunda yalnız, trajik bir şekilde apaçık gerçeklikten üstün bir halde uyanmamız için, ne kadar çok tiksinti ya da hasret biriktirmemiz gerektirmiştir! Unutulmuş bir iç çekiş, dolaysızın dışına doğru bir adım attırmıştır bize; sıradan bir yorgunluk bizi bir manzaradan ya da bir varlıktan uzaklaştırmıştır; dağınık iniltiler, tatlı ya da ürkek masumiyetten ayırmıştır bizi.