SPOİLER!!!!
Kitap, Dilber adlı karakterimizin çocukken(9yaşında) kafkasyadan istanbul'a köle olarak getirilmesiyle başlar İstanbul'da Mustafa Bey'e satılan Dilber satıldığı konakta türlü eziyetler görür, hor görülür, yerilir vs. Bir gün canına tak eder ve konaktan kaçmaya bile cürret eder hatta kaçarda ama dönüp dolaşır yine aynı
SPOİLER
Kitabı okuma sebebim vize ve finalde sorumlu olmamdı bu yüzden çok da severek okuduğumu söyleyemeyeceğim. Final ödevimi buraya yazmak üzereyim sevgili bölüm arkadaşlarım ödevimden alıntı yapmayıp kopya muamelesi görmemize sebep olmazsanız çok sevinirim. :)) Mehmet Kaplan’a önyargı ile başladım çünkü daha önce “Nesillerin Ruhu” adlı eserini
spoiler!!!
Kitabı çok beğendim uzun süredir kitaplığımda sırasını bekliyordu. Eğer dine ya da dinlere ilginiz varsa hayatı sorgulatan bir kitap olacaktır sizin için ben son hikayeye kalbi verdim ve adeta Virata ile bütünleştim o kardeşini öldürdüğünü anladığında ben de kardeşimin canına kıymışım gibi hissettim o adaletle yargı dağıttında nasıl böyle adil olurum diye düşündüm o kırbaçlandığında ben de kırbaçlandım ve en sonunda kralın bile saygı duyduğu ağzından çıkan bir söze savaşı barışa barışı savaşa döndüğü bir adam dahi olsun evlatlarına sözünü geçiremeyen aciz bir baba gördüm ne kadar insanlardan kaçıp tanrıya ulaşmak istesende mutlaka en az birinin hayatına dokunduğunu gördüm ve o an herkesin herkesde hakkı vardır sözünü bir kez daha anladım. Ey dünya adamı rezil de eden vezir de eden dünya kralın saygı duyduğu insanların el etek öptüğü adamı düşman bile olsa ölüye saygısı olup usulünce bu dünyadan uğurlayan adamı çöplüğe attıran da sen değil misin? Oğullarının bile sahip çıkmadığı cenazeye kimse sahip çıkmazmış meğer bakıcılığını yaptığı köpeklerden başka yas tutan olmazmış meğer. 5 kuruşluk değerin yok ama hepimiz kaptırmışız kendimizi sana savruluyoruz rüzgarında oradan oraya.
