Her şeyi dışarıda bıraktığınızı zannedip gelip bir deliğe girer saklanırsınız... Sonra bir bakarsınız asıl saklanmanız gereken kendinizmiş. Kapınızı kapattığınızda dışarıda kalan hiçbir şey yokmuş. Hepsi sizinle birlikte içerideymiş.
Sahte bir huzur duyuyordum... Boğulmanıza ramak kalana kadar, dünyayı başınıza yıkan korkunç şeyler birbiri ardına gelirdi ama bir anda her şey dururdu. Başka hiçbir şey de olmayınca, kurtulduğunuzu düşünmeye başlayıp rahatlardınız.
Her zeki yaşam biçiminin, diğer tüm yaşam biçimlerine karşı sorumluluğu vardır. Dahası, bazıları birbirlerini tamamlar. Herhangi bir zeki yaşam biçiminin ne tür potansiyeller sakladığını kimse bilemez.
Bazı korkular vardır; onlara artık inanmayacak kadar ilerlediğimizi ısrarla, inançla savunuruz. Ama yine de bu korkular hepimizin içinde uyumaktadır ve kritik bir anda, dikkatsiz ve beklenmedik bir sözle uyanabilirler.
Mühim olan, gezegenin ve vicdanın kendi adaleti. Bu, birbirimizi cezalandırmamız için değilse bile anlamamız için gerekli... Ve anlamamız şart. Hakikaten şart.