Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Merida

Kitaplar oldukları yerde kaldığı sürece, yalnızca kağıt tomarından öteye geçmez. Muazzam güç harcanan eserler bile, kapakları açılmadığı sürece kağıt parçalarından ibarettir. Fakat insanların duygularını döktükleri, değer verdikleri kitaplar yürek barındırır.
Reklam
Yüreğini yitiren insanlar, başkalarının acısını hissedemez hale gelir. Öyle olunca da yalan söyler, insanları yaralar, güçsüzlerin üzerine basıp geçerken bile hiçbir şey hissetmez hale gelirler. Dünyada bu tür insanlar bir hayli çoğaldı.
Okumak yalnızca keyif almak, heyecan duymak değildir. Bazen her satırı inceler, aynı metin içerisinde gidiş gelişler yaparak tekrar tekrar okur başını iki elinin arasına alarak ilerlersin. O bunaltıcı süreç sonunda birden görüş alanın açılır. Uzun mu uzun dağ yolunu tırmandıktan sonra tüm manzarayı görebilir hale gelmek gibi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Okumak iyidir. Fakat okuyup bitirdiğinde, yürümeye başlama zamanı gelmiştir artık.
Dünya mantık yürütemeyeceğin, aklının alamayacağı şeylerle dolu. Böylesine sıkıntıyla kaplı bir dünyada yaşam sürebilmek için en iyi silah, mantık ya da kas gücü değil, mizahtır.
Reklam
Sokaklarda insanlar gelip geçiyor, mutlu görünüyorlar, saçlarından ışık yansıyordu. Hafif güneş ışığına sarılı her şey nefes alıyor, gittikçe parlıyordu. Bu hoş manzara hayatla dolup taşıyordu ama benim ruhum kış mevsiminin ıssız sokaklarını ve şafak vaktindeki o nehrin özlemini çekiyordu. Yüreğim paramparça olsun da bitsin istedim.
Sevilen birinin öldüğü yerde zaman sonsuza dek durur. İnsan kendi kendine, dua eder gibi, eğer aynı yerde durursam onun duyduğu acıyı hissedebilir miyim, diye sorar.
Ne olursa olsun, ben hayata öleceğimi bilerek devam etmek isterim. Öyle olmazsa yaşayamam. Şu anda yaşadığım hayatı mümkün kılan budur.
Kapının kapandığını duydum ve yalnız kalınca ne kadar yorgun olduğumu fark ettim. Oda müthiş sessizdi. Saniyelere bölünmüş zaman kavramını yitirmiştim. Durmuş olan dünyada tek canlı ve hareket eden benmişim gibi hissettim. Ölen birinin ardından evler hep böyle olur.
Bu dünyada kan bağım olan hiç kimse yoktu. Her yere gidebilir, her şeyi yapabilirdim. Bu düşünce sersemletiyordu.
Reklam
Yıllar geçerken ailem bir bir eksilmişti. Aniden yapayalnız olduğum kafama dank ettiğinde gözümün önündeki her şey asılsız göründü. Şimdi ben burada yapayalnız iken doğup büyüdüğüm bu apartmanda zamanın kendi yolunda geçmeye devam ettiği gerçeği beni şaşırttı. Tam bir bilimkurguydu. Evrenin karanlığı.
Bir düşünceden bitkin düştüğümde ve sıra ölümü düşünmeye geldiğinde, son nefesimi mutfakta vermek istediğimi fark ettim. İster hava soğuk olsun ve ben yapayalnız olayım, ister birisi olsun ve hava sıcak olsun, ölüme korkusuzca meydan okurum. Eğer mutfaksa "Ne güzel" diye düşünürüm.
Önceleri bilmiyordum, artık biliyorum, siz de biliyorsunuz: Kahkahanın farklı renkleri vardır. Kahkaha, içimizdeki bir patlamanın uzak yankısıdır: Belki kırmızısıyla, mavisiyle, altın rengiyle havai fişekler denebilir bunlara, belki de insan bedeninin yırtılıp göğe fırlayan parçaları...
Kötüymüş durumunuz! Anlaşılan sizde ruh oluşmuş.
Ve sessizlik... Yalnızca köşede, sanki binlerce mil ötede, lavaboda su damlamaktaydı ve ben sanki kainattım da iki damla arasında çağlar, devirler geçiyordu...
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.