Kitaba başlarken migren ağrılarını doğum sancılarına benzeten bir filozof ve onu anlamaya çalışan bir doktor görüyoruz fakat romanın ilerleyen kısımlarında aşklar, yalnızlıklar, inançlar ve kendini keşfetme yolculuğuna şahit oluyoruz. Tüm o yaşanılanlara biraz yukarıdan, olayın dışından bakınca aslında hepsinin çözümünün daha basit olduğunu fısıldıyor bize Nietzche. Geçmişte yaşadıklarımızın ve yaşayamadıklarımızın izleri hayatımızın her anında yanıbaşımızda bizimle olmaya devam ediyor bunu Nietzche gibi bir karakterin ağlamasında, Lou’ya duyduğu sevgide, doktorun eşine karşı olumsuz hislerinde , Bertha’ya yüklediği anlamlarda çok net hissediyorsunuz. Okuması kolay yüzleşmesi zor bir kitap.