İki kere okudum. Okuması keyifli bir öykü. Tavsiye ederim.
-spoiler-
Kısa özetleyecek olursam. Lovebombing, gaslighting, ghosting ve kara toprak.
Lovebombing: Mr. Limpleyin pontoya olan sevgisi ama öyle böyle değil. Gece 3-4 kere kalkıp köpeği iyi mi diye kontrol edecek kadar
Gaslighting: Pontonun daha da sevilmek ve şımartılmak için Mr. Limpleyi manipüle etmesi
Ghosting: Mr. Limpleyin doğacak kızına olan ilgisi yüzünden pontoyu görmemesi, ponto ile eskisi gibi ilgilenmemesi
Kara toprak: Zaten sallantıda olan köpek ve sahibinin ilişkisinin, kızının doğumuyla bitmesi/Pontonun, sahibinin kızını öldürmesi
Tabi burada Pontonun öldürdüğünü görmüyoruz ama hikayenin de anlatıcısı olan komşu betsynin bakışından süreci dinleyince “Oydu, o yaptı” diyorsunuz. Sadece mantıksız gelen bir yer var. Niye siz çocuğu bahçede aşağıda yalnız bırakıp terasa çay içmeye çıkarsınız ki? Hem de aşağıda bir bayır ve ucunda da kanal varsa.
Çıkarımım: Sevginin ve nefretin ölçülü olması gerektiği, bu bir hayvana karşı olsa bile