Bak içimdekine
Nasıl ağlıyor?
Nasıl üzgün ve kederli?
Lakin kimse görmezki acısını.
Kim olur ki onun mendili,
Kim olur ki merhemi,
Anlayan olur mu bu garibi?
Gülperi biri ona sarılsın istiyor.
O gülmek istiyor.
O çok ağlıyor.
Sadece o anlaşılmak istiyor.
Gülperi, Yalvarırım ağlama
Mutsuzken gülmek çok zor
Yalvarırım bağırma
İçinde fırtınalar koparken sakin kalmak canımı yakıyor
Yalvarırım iyileş
Kendi yaralarımı sarmak beni çok yoruyor
Gülperi ben, ben de Gülperi
İçimdeki savaşın galibi
Kim,
Belli mi?
Merve Y.
"Aslında, nereye gideceğini bilmenden daha önemlisi, kim olduğunu bilmen. Kim olduğunu bilirsen, gideceğin yer değiştiğinde ortalıkta dımdızlak kalmazsın ve nereye gideceğini çok daha iyi belirlersin"
Kitabı okuma maceram, kitabın ismini görmemle başladı. İsmi bende aşırı merak uyandırmıştı ve" bu kitabı kesinlikle okumalıyım"demiştim kendime. Şerif hocam kitabı o kadar akıcı ve güzel yazmış ki inanın kitabı okurken asla sıkılmadım hatta bitmesi beni biraz üzdü:( Kitabı zevkle okudum. Sanki Şerif hocam karşımda ve ellerimizde kahveler, o anlatıyor ben dinliyor gibiydim. Kitapta benliğinize doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz,bu yolculukta kendinizi tanımadığınızında farkına varıyorsunuz. Kitapta her konu için ayrı ayrı bölümler mevcut. Benim en çok beğendiğim bölüm "Gülümsemek Üzerine" olan kısımdı. Okuyunca fark ettim ki ne kadar da az gülüyormuşum. Daha çok gülmeliydim, o kadar çok gülmeliydim ki insanlar beni deli sanmalıydı brif braf bruf :)
Altını çizmelere doyamadığım kitabı okumanızı önerir, keyifli okumalar dilerim. Bu kitabı okumamakla kendinize en büyük keyifsizliği yaparsınız bunu da söylemeliyim :)
Bir adam ve kadın,
Bir sokak başında,
Hararetli bir sohbetin ortasında,
Kadın bakıyor adama, soru sorarcasına
Adamın bakışları “Kurtar beni.” der gibi kadına
Kadın sordu adama;
Beyefendi,
Stefan Zweig 'in eserlerini hep severek okurum. Bu eserini de severek okudum.
Sayın Zweig' in eser de dili sade ve akıcı, bu okuyucuyu kitaba daha çok bağlıyor. Eserde kocasını piyanistle aldatan kadının, bir şantajcı ile uğraşı anlatılıyor. Kadını, bu durum korkutuyor ve hep bir endişe ve korku ile yaşamaya başlıyor. Tabi bu korku nelere mal oluyor okuyunca görürsünüz. Açıkcası ben okurken kadına hiç acımadım. Kocasını aldatırken sonuçlarını da düşünmeliydi değil mi? Korkunun insan hayatını nasıl etkilediğini, korkuyla yaşanmayacağını da okurken öğreniyorsunuz. Sayın Zweig 'in de dediği gibi "Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir."
Şimdiden keyifli okumalar diliyor ve okumanızı öneriyorum.
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103,1bin okunma
"... onun için eskiden cam gibi saydam olan dünya şimdi aniden kendi gölgesiyle karararak bir aynaya dönüşmüştü. Baktığı, izlediği her şey bir gerçeklik kazanmıştı birdenbire."