Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

meryem poslu

meryem poslu
@meryemposlu
İstanbul
4 okur puanı
Şubat 2017 tarihinde katıldı
Denizde, dalgalar arasında boğulacağını anladıktan sonra hiçbir hareket yapmayarak kendilerini suya salıverenler ve felaketi bir an isteyenler gibi kendimi bırakmıştım. Bir şey ümit etmemenin rahatlığından başka barınacak ruhi bir köşem kalmamıştı.
Reklam
Balkondan çıkıp gitti. Ayak seslerinin uzaklaşmasını dinliyordum. Son. Bir şimendifer düdüğü. Keskin, acı ötüyor. Hayatımda büyük bir devrin kapandığı, korkunç yarına ilk adımı attığım an. Felaketlerimin başladığı saniyeyi tanıyorum. Hiç aldanmam.
Susmaya devam etti. Uzun bir sükut. Dakikalar geçiyor. Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Konuşursak, birbirimize bunu hissettirmekten başka bir işe yaramayacak. Bunun için susuyoruz. Ne onda bu büyük mesafeyi atlamak ve ötekinin yanına varmak isteği, ne bende kuvveti var. Bu sessizlik içinde zaman aramızdan bir düşman gibi geçiyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ve içimde geriye dönmek korkusu var. Hiçbir şey hatırlamak istemiyorum. Elimi cebime sokarken, bana iki gün evvelini hatırlatacak bir kağıt parçasına, bir şeye rastlamaktan bile korkuyorum.
Hakikati seviniz, o da sizi sever; hakikati arayınız, o da sizi arar ve üstüne yalan Çin setleri gibi kalın duvarlar örsün, altında kalan hakikat ince bir iniltiyle, bir hafif rüzgar dalgasıyla, herhangi bir küçük işaretle mevcudiyetini bildirir: "Buradayım" der.
Reklam
Bazen etrafımızda o kadar esrarlı bir hadise olur ki ince teferuatına kadar bunu sezeriz, fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.
Yorganı attım ve yatağın içinde oturdum. İçimde büyük bir boşluk açıldı. Kalbimin çarpıntısından başka hiçbir şuurum kalmamıştı.
Yalancı istikbalin şüpheli vaatlerine değil, teminatına ve senedine ihtiyacım var.
Yalnız, büyüdükçe birbirimize yabancılaştığımızı bir kaç kere fark etmiştim, aramıza meçhul anlaşmazlık setleri yığılıyordu ve ben bunları yıkmaya çalışmaktan zevk alıyordum, fakat her birini yıktıkça daha büyüğünün önüme çıktığını görmek beni hem sevindiriyor, hem kederlendiriyordu. Birbirimize açıldıkça kapanıyorduk. Önceleri her şeyimizi birbirimize açık anlatırken, sonraları, beni kendime karşı, onu da kendisine karşı hayrete düşüren birçok tereddütler ve hesaplar içinde susmaya başladık. Sohbetlerimize ihtiyaç girdi. Zaman geçtikçe birbirimizi daha çok tanıyacakken, birbirimize karşı yenileşiyorduk.
Foster, arkasını dönüp ona baktı. "Gözlerin tüm bu küçük detayları kayda alacak, zihnin de onları hatırlayacak," dedi yavaşça. Gözleri ona kilitlenmişti. "Ve sonra günün birinde bir farklılık olduğu zaman hemen anlayacaksın."
Reklam
Tarihi değiştirmenin kötü bir yanı yoktu. İnsanlığı bu karanlık, zehirli, kalabalık ve yorgun dünyaya getiren de o tarih değil miydi?
İyileşmesi kendi elinde olan bir hastaya acınmaz.
Öyle insanlar da var ki, sonsuz olarak susmayı öğreneceği bir zamanda konuşmayı öğrenmeye kalkar.